Français | English | Castellano | Türkçe
Diyarbakır cezaevine girerken, dosyasında bir tahliye tarihi vardı: 24 şubat 2019. Zehra Doğan bugün özgürlüğüne kavuştu.
Bu gece Zehra, ranzasına yapıştırdığı plastik bir yıldıza bakarak yıldızları seyrettiğini hayal etmek zorunda değil… “Ranzama yapıştırdığım bu naylon yıldızla 2 yıl geçireceğim. 24 şubat 2019’a kadar yapay bir yıldızla gerçek bir gökyüzünü yaşayacağım. İnsanın kendini kandırmaya çalışması biyle bir şey. Buna mahkum edilmek, sözde cezalandırılmak çok saçma geliyor bana” diyordu 7 Ekim 2017 gecesi yazdığı mektupta.
İşte sonunda, Zehra Doğan bugün “özgür”.
Sahi, Türkiye’de “özgür” olmakla ilgili ne diyordu Zehra ?
“Geçen günlerde hastaneye çıktım. Mavi ringin küçük camından dışarıyı izledim. İnsanlar telaş içinde koşuşturuyorlar. Hayat devam ediyor. Ama tuhaftır ki, hiç özlem duymadım. Hatta acıdım ve daha çok üzüldüm. ‘Bu insanlar esir olduklarının farkında değil’ dedim içten içe, ‘aramızdaki tek fark mavi rengin içinde ellerimin kelepçeli olması’. O an sokakta yürüyen herhangi bir insanın yerinde olmak istemedim. Onların da ellerinde kelepçe vardı aslında, ama sadece bunu hissetmiyorlardı. İçim bir tuhaf oldu. Gökyüzü gri ve bunaltıcı, ve dönmüş sokaklarda, dondurulmuş mimikli, kafatası boşaltılmış insan kalabalığının içinden yavaşlar yavaşlar ilerlerken, bir an önce koğuşa dönmeyi istedim o an.
Bunu hissettiğim için kendime kızıyorum ama ne yapayım? İyi değilim. Sanırım hiç birimiz bu durumda iyi değiliz.”
Demek Türkiye zindanlarının bir içerde olanı var bir de dışarda…
Peki Zehra’yı sonunda taştan dört duvarların dışında görmekten duyduğumuz sevinci saklamalı mıyız ?
Elbette ki hayır.
Zehra sonunda zindandan çıktı! Bu kutlanacak bir haber, özellikle 2017’den beri soluksuzca onu destekleyen, ve tahliyesini dört gözle bekleyenler için.
Demek sokakları yakın izlemeye alınmış Türkiye’de, Zehra sonunda özgür. Beklediğimiz güzel haber.
Bugün, Kedistan’da, hepimiz onu sımsıkı kucaklamak isterdik.
Ama Kedistan’ın kedileri Reis’in ülkesinde istenmeyen yaratıklar. Haber doğrulandığı anda duyduğumuz heyecanı iletmek için sözcüklerle yetineceğiz, ne yapalım…
2017 Temmuz’undan beri, dünyanın dört bir köşesinde, sayısız sanatçı, yazar, gazeteci ve insan yürekli dayanışmacı, bir ismi unutturmamak adına, o ismin şahsında tüm tutsakları unutturmamak adına, ve tıpkı PEN İnternational’in dövizi gibi, “tutuklu yazar ve sanatçılara destek” ruhuyla, öyle bir çaba gösterdi ki, Zehra bir dayanışma ağıyla sarılıp sarmalandı. Kedistan da ilmik ilmik örülen bu ağın emekçisi verdi, ama bunu zaten biliyorsunuz. Zehra arkadaşımızın saçının bir teline dokunulsa kediler savaş açardı, hani o denli…
Haftalar, aylar boyunca, bu desteği dokuyan, sağlamlaştıran herkese sonsuz teşekkürler. Bu emekçilerin içinde, Banksy gibi, Ai Weiwei gibi tanınmış isimler de var, yürekle koşuşturan gölge insanları da… Zehra’yı cesareti, özgür söylemi için ödüllendiren jüri üyelerine, büyük ifade özgürlüğü kuruluşlarına, ve insan hakları koruyucularına, daima yanımızda oldukları için, elimizden geldiğince sunduğumuz lojistik desteği kullanarak birbirinden yaratıcı etkinlikler düzenleyenlere teşekkür etmek yetmez… Bu tahliye, onlara ait bir mutluluk, ve küçücük ya da kocaman, hiç bir dayanışma eyleminin boşa olmadığının kanıtı.
Hissettiğimiz sevinci sizlere ifade etmek kolay değil. Hepimiz Zehra’yı kucaklamak için, onun şahsında hala özgürlüklerinden alıkonulan binlerce düşünen insanı kucaklamak için sabırsızız.
Bu vesileyle bir başka güzel haber vermek istiyoruz: Bu yıl içinde, Zehra’nın cezaevi mektuplarından geniş bir seçki “Editions des Femmes” (Kadınların Yayınevi) tarafından yayınlanacak. Editions des Femmes, 68 döneminin güçlü Kadın Özgürlük Hareketi’nin (MLF) izinde, 1972’de kurulmuş ve bugün de, bugünkü şartlarda aynı mücadeleyi sürdürmeyi hedefliyor. Wirgina Woolf’tan, Margaret Duras’ya, Leyla Zana’dan, Simone de Beauvoir’a kadar bir çok önemli kadın yazarın yüzlerce kitabın yayıncısı. Bir de tarihe adını yazmış kadınlara yer veren, üç ciltlik bir ansiklopedileri mevcut… Editions des Femmes, kendi tanımıyla “kadınlar tarafından yazılmış, kadın üzerine, kadın merkezli kitapları ve kadın özgürleşmesi, yaratması, düşüncesi ile ilgili kitapları yayınlayan bir yayınevi”. Jinha’nın şiarını duyar gibi oluyor insan, degil mi ?… Zehra’nın ilk edebi kitabı için daha güzel bir yuva hayal edemezdik…
Kitabın çıkışını gözlemeye ve şimdiden etkinlikler planlamaya başlayabilirisiniz. Hem kim bilir, belki Zehra’nın da şahsen katılımıyla gerçekleşir. Eserleri görmek isteyenler ise ajandasını hemen açsın. Önümüzdeki ilk sergi Fransa’da 5 Mart’ta, Rennes şehri devlet operası tarafından konuk ediliyor.
Gelecek günlerde, Zehra’nın fikir, ifade, sanat ve seyahat özgürlüğünü koruyabilmesi için, desteğiniz apayrı bir önem taşıyacak.
Dayanışmanız, Zehra’nın yolu kendi kararıyla ve özgürce seçtiği bir hayata yöneldiğinde, en büyük anlamı kazanacak. 29 yaşında, kadın, kürt, direnişçi kimlikleri ile, mücadelesinin ve gücünün meşrutiyetini defalarca kanıtlayan Zehra’nın önünde aydınlık bir gelecek açılmasını diliyoruz. Sizleri, bizleri heyecanlandırmaya, düşündürmeye devam edeceğinden eminiz.
Zehra Doğan hakkında daha fazla bilgi için: internet sitesi zehradogan.net ve Kedistan Zehra Doğan Özel dosyasına ulaşabilirsiniz.
Değerli destekleri için, PEN International, English PEN, PEN Club français ve dünyanın 5 kıtasındaki PEN kuruluşlarına, Editions des Femmes yayınevine ; Bize Zehra’yı tanıttığı için Sadık Çelik’e ; Destek ezgileri için Titi Robin, Erik Marchand, Denis Péan, Coline Linder, Christophe Bell’oeil, Eléonore Fourniau, Nolwenn Korbell, Güler Hacer Toruk, Sylvain Barou, Neşet Kutaş, Groupe Yıldız, Ruşan Filiztek, Mireille Mast, Yohann Villanua, Haydar İşcen’e ; Sıcak mesajları için Aslı Erdoğan ve Aynur’a ; Yürekten ve yaratıcı destekleri için Banksy, Ai Weiwei, Gianluca Costantini, Elettra Stamboulis’e ; Lucie Lom, sanat atölyesinin tüm ekibine, özellikle Zehra’nın Avrupa’ya ulaşan tüm eserlerini arşivleyen fotoğrafçı Jef Rabillon’a, özel ve vazgeçilmez sanat danışmanımıza dönüşen, sanatçı dost Philippe Leduc’e ; Eserleri özen ve yetenekle çerçeveleyen l’Eclat de verre’den Monique’e ; Tüm baskılar için Docuworld’den Mathieu’ye, Zehra’ya yaptığı muhteşem dev yıldız balonları için Rallumeurs d’étoiles derneğinden Michel Bernard’a ; Tüm zamanların değerli dostu, fotoğrafçı gazeteci Refik Tekin’e, Marie Laverre ve DBD, Les Arts Dessinés, Les Cahiers de la BD, dergilerinden yol arkadaşlarına, ; Heyecan verici destekleri için, ünlü Fransız çizer Jacques Tardi ve sanatçı eşi Dominique Grange’a ; Daima yanımızda olan Catherine ve Bruno Ferrari’ye ; Yaratıcı cadı Catherine Barat’ya ; Kocaman yüreği için Niştiman Erdede’ye ; Zehra için üreten tüm sanatçılara, örnegin Véca’ya ; Zehra’nın metinlerine ses olan sayısız güzel insana ve tiyatro sanatçısı Daniel Mesguiche, Bernard Froutin, Le dire et l’écrire derneğinin okuyucularına ; Her gerektiğinde acilen ışınlanan Louis Mathieu ve Cercle 49 grubundan dostlara ; Zehra’yı yolculuklarına katan Arbre Compagnie tiyatro grubuna ; Çevirileri ile dillerin sınırını ortadan kaldıran, Renée Lucie Bourges ve Maite’ye ; Emeği geçen tüm çevirmenlere ; Usanmadan, defalarca destek gecesi düzenleyen Rallumeur d’étoiles alternatif cafeye ve Nathalie’ye ; Aralarında Festival de Douarnenez, Amitiés Kurdes de Bretagne, Amnesty Detmold, Asyl in Not, Kaxilda, Kurdish Art Fair’in de bulunduğu tüm dernek ve kuruluşlara, sergi ve etkinliklerin düzenlenmesine vesile ve destek oldukları için ; Partenerimiz Roj Info, CDKF ve Kürt Kadın Hareketi başta olmak üzere Mouvement des femmes kurdes haber ve çağrıları paylaşan herkese ; Meslektaşlarına destek olan Güler Yıldız ve Geneviève Bridel gibi tüm gazetecilere ; Sevinçleri, dertleri ve problemleri paylaşan yakın dost ve arkadaşlarımıza, ki kendilerini tanıyacaklardır…
ve elbette Zehra’yı dinleyen, duyan, anlayan, ona mektup ve enerji yollayarak destek olan hepinize…
Ayrıca bu kadar çok güzel insanı bir araya getirdiği için Zehra’ya,
Sonsuz teşekkürler…
Denis Péan, Coline Linder, Mireille Mast ile…
Coline Linder, Eléonore Fourniau ve Nolwenn Korbell ile…
Grup Yıldız ve Michel Bernard imzali yıldız…
Photo Refik Tekin