6 şubat pazar günü, Nantes havaalanı projesine direnen ZAD otonom bölgesi yaşayanları ve Rennes destek komitesinin düzenlediği karnaval gösteri yürüyüşü gerçekleşti.
Rennes, Parlamento meydanında bir kollektif yemekle başlayan yürüş için binden fazla katılımcı biraraya geldi.
Fotoğraflar : Sadık Çelik
Notre Dame des Landes (NDdL) ZAD’ında yaşayan, ve oradaki etkinlik ve çalışmalara aktif olarak katılan, fotoğrafçı aktivist Sadık Çelik’le eylemin başlangıcında buluştuk, ve Rennes caddelerini birlikte yürüdük. Eylemden sonra, birlikte, bir buçuk saatlik yoldaki Angers şehrine, Kedistan’ın yuvasına geldik.
Anjou bölgesi’nin özel şarapları ve Kedistan’ın kadrolu kedilerinin eşliğinde güzel sohbetlerimiz başladı. Sizi de sohbetimize davet ediyoruz…
Ayrıca, arkadaşımızı da Kedistan’dan bırakmıyoruz. Yakında, yazılarını ona ayırdığımız köşede bulacaksınız.
Naz :
- Bu günkü eylem hakkında ne düşünüyorsun ?
Sadık :
— Bu karnavalın şöyle bir önemi vardı, 27’sinde büyük bir yürüyüş olacak, onun öncesinde böyle bir karnavalın olması bir ön adım gibiydi. ZAD’ı oluşturan değişik bileşenler arasındaki bağı ve bütünlüğü güçlendirici bir işlevi vardı. Ayrıca, destek olanlar dışında daha geniş bir çevrede duyarlılık uyandırmak açısından da önemliydi. Ve bu işleve uygun olarak da, şenlikli bir şekilde başladı. Aslında gerçekleştirilenin daha ötesinde planlanmıştı ama bu bire bir uygulanamadı. Bunu biz de içinden gözlemleyebildik. Ben de hem video hem fotoğraf çektiğim için yakından izleyebilme imkanım oldu.
Tam programlandığı planlandığı gibi olmadı birçok şey. Çünkü farklı gurup ve görüşlerden insanların birarada olduğu bir durumdu ve herkes aynı tepkileri ve davranışı göstermedi. Kimileri programa uymaya çalıştı, kimileri onun dışında şeyler yapmaya çalıştı, bu da kendi içerisinde biraz karışıklık yarattı. Başlangıçta kıyafetlerle, çocuklarla, konfetilerle, müzikle, gerçekten karnaval havasında olan yürüyüş, belli bir yere kadar devam etti. Bir yerden sonra bazı gruplardan arkadaşlar farklı şeyler yapmaya yöneldi. Küçük bir kaç gurup, bazı banka, sigorta, ve büyük şirket şubelerinin vitrin camlarını kırdı. Şunu da eklemek isterim, bir karnaval için, abartılı sayıda polis yığılmış olmasını, ve bunun gerçekten tahrik edici, sinirlendirici yanını unutmamak gerek. Grupların eylemlerine katılıp katılmamak değil konumuz, o ayrı birşey ama, 1500 kadar kişinin katıldığı bir karnaval için bu kadar polis yığılırsa tepkiye de şaşırmamak gerek.
Ertesi gün üç göstericinin göz altına alındığını ve acil mahkemede hapis cezasına çarptırıldıklarını öğrendik. Bu üç gencin, eylemleri yapan grupta olup olmadıklarından da emin değilim.
Neticede yürüyüşün ortasından itibaren gaz yemeye başladık. Bu arada birşey belirmek lazım, göstericiler dağılmamaya çalışarak değişik cadde ve sokaklara yöneldiler. Organizasyonu yapan arkadaşlar bu kargaşa ortamında çok başarılı bir şekilde yön gösterdiler.
Naz :
— Bu kez geleneksel medyanın tepkisi de ilginçti, ki buna Türkiye’deki terimlerle paralel kurarak « yandaş medya » da diyebiliriz. Genelde ZAD’çıları « tehlikeli teröristler », « yeşil cihad’çılar », « alkolik serseriler » gibi abuk subuk tabirlerle tanımlama alışkanlığı olan bir medya bu… Yine Türkiye’ye göz kırparak « çapulcu » da diyebiliriz. Bu gazete ve televizyon kanallarının genelde alışılagelmiş bir tavrı vardır… ZAD’larla ilgili protestolarda, ve tabii ki başka muhalefet gösterilerinde de, bunların ne kadar « şiddet » içerdiğini ispatlamak için çırpınıp, kameralarını özellikle bu görüntülere odaklamak!
Bu kez, şaşırtıcı şekilde farklı bir dil kullanıldı. “Karnavalcılar ortalığı dağıttı, halkın malına zarar verdi” gibi klasikler yerine, bir gurubun bazı zararlar verdiğini söylemekle yetindiler. Hatta bir televizyonun, katılımcılardan birine mikrofon uzattığında « Ama bu kadar da polis yığmak çok orantısız ve provokasyon rolü oynuyor » diye cevap vermesini göstermesi ilginçti. ZAD hakkında, havaalanına direniş hakkında fikirler değişiyor galiba biraz… Kaç yıllık müdacelenin sonunda yani…
Çünkü « yandaş » basın yalan yanlış şeyler yazdığında, alternatif basın ve sosyal medya hemen tepki gösterip « karşı-bilgi » vererek söylenenleri çürütme alışkanlığını edindi. Katılımcıların çektiği fotoğraf ve videoların da katkısı var. Her ne kadar « yandaş » medyanın kapsama alanı daha büyükse de, karşı-bilgiler insanlara ulaşıyor. Üstelik son zamanlarda geleneksel medyaya güvenini yitiren insanların sayısı da artıyor ve başka kanallardan bilgi edinmeye yöneliyorlar. Kedistan gibi, bağımsız ve alternatif site ve blogların sayısında gözlemlediğimiz artış da bunun bir kanıtı, üstelik, okunuyorlar da. Bir de ortak noktalarına göre birlikte çalışarak, iletişimde kalarak bir bilgi ağı oluşturuyorlar. Bu çok önemli birşey.Bunun yanında, havaalanı projesinin saçmalığı, ranttan başka şeye yaramadığı, başka çözümler olduğu yavaş yavaş, yaza yaza, açıklaya açıklaya insanları ikna etti. Projeye karşı olan politikacıların, ya da en azından şüpheyle bakanların sayısı bile arttı. Sanırım bu ılımlı basın tepkisi bütün bunların sonucu.
Peki Sadık, önümüzdeki 27 şubat tarihine bir yürüyüş daha var. Bu yürüyüş neden önemli ?
Sadık :
— 25 Ocak mahkeme kararı ZAD’ın tahliyesi yönündeydi. Karar, alanın kıdemlileri olan ve « ZAD’ın tarihi oturanları » olarak adlandırılan 11 aile ve 4 çiftçinin tahliye kararını onaylamıştı ve ailelerden sekizine 26 Mart tarihine kadar zaman tanımış, üç ailenin ise hemen tahliye edilmesi gerektiği belirtmişti. Mart’a kadar zaman tanınanların da tarım mekanları, araçları ve hayvanlarını boşaltması gerekiyor. Yani normal olarak mekanda 26 Mart tarihine kadar sadece kişiler barınabilecek denmişti.
27 Şubat yürüyüşü 26 Mart tarihinden önce ZAD’ın son sözünü söylemesi anlamına geliyor. Bu yürüyüş çok önemli, çünkü karşı taraftan verilecek cevap da onların son sözü olacak. Bu yürüyüşe devlet şiddetle de cevap verebilir, diplomasi ve uzlaşma ile de cevap verebilir. Dolayısıyla 27 Şubat’taki gösteri yürüyüşüne sadece ZAD’çılar ve havaalanına karşı mücadele veren değişik guruplar ve tarımcılar değil, Fransa’daki ve ülke dışındaki destekçiler katılacak.
Naz :
- 27 Şubat’ı beklerken, ZAD’daki durum nedir. Ne gibi hazırlıklar var ? Çalışmalar nasıl gidiyor ?
Sadık :
— Hayat devam ediyor. “Biz ZAD’dayız, buraya terketmeyeceğiz” diyoruz ve hayatı örgütlemeye devam ediyoruz. Alanda yaşayan bir çok gruptan ZAD’cının alternatif inşaat projeleri var, ve bunları gerçekleştirmeye devam ediyorlar. Bunlar, örneğin, ilk kez uygulanan alternatif kulübe projeleri veya, var olan çiftlik binalarının restorasyonu, ya da eklemeleri de olabiliyor.
Fotoğraflar : Sadık Çelik
27 Şubat’ta Türkiye’den de desteğinizi eksik etmeyeceğinizi umuyoruz…
* ZAD hakkında daha ayrıntılı bilgi için daha önceki yazılarımızı buradan okuyabilir, ZAD NDdL vidéo#1 yazısındaki filmi türkçe altyazılı olarak izleyebilirsiniz.