Türkçe | Français | English
18 Kasım 2020 tarihinde Romanya’da iltica başvurusunda bulunmak isteyen 50 mültecinin birçoğu Türkiye’ye iade edilmişti. Gazeteci Nuri Akman, Lokman Coşkun, Serdar Bilgiç, ve Serbest Derin’in uçağa binmemek için direnmeleri ve kamuoyunda oluşan tepkiler sonucu uçağa bindirilmemiş akabinde bir toplama merkezine gönderilmişlerdi. Bunun üzerine Romanya’yı terk eden mülteciler Avrupa’nın farklı ülkelerinde sığınma talebinde bulundu.
Avusturya’da bulunan Serbest Derin ise 30 Mayıs günü Romanya’ya iade edildi. En son Gazeteci Nuri Akman ve ailesi ile iletişime geçen Serbest Derin’in hakkında ne Romanya ne de Türk yetkili makamlarından sağlıklı bir bilgi alınamıyor. Ailesi ve arkadaşları Derin’in can güvenliğinden endişe duyduğunu bildirirken, Gazeteci Nuri Akman ise Serbest Derin’in Avusturya’da iltica başvurusundan sonra gelişen süreci ise şöyle aktarıyor:
“Romanya’da yaşadığımız sürecin ardından ülkenin bizim için güvenli olmadığına karar vererek Romanya’yı terk ettik. Hepimiz farklı ülkelere dağıldık. Serbest ise Avusturya’ya geçmişti. Hepimizin kaldığımız ülkelerde sığınma talebi kabul edilirken Serbest’in yapmış olduğu iltica başvurusu Dublin Anlaşması gereği reddedildi. Kendisiyle sürekli iletişim halindeydik. Bir avukatla görüşerek karara itiraz etti. Avukatı Serbest’in Romanya’ya gönderilmesi durumunda Türkiye’ye iade edileceğini kanıtlayacak birçok belgeyi dosyasına da sunmuştu.
Bizi Romanya’dan Türkiye’ye göndermek istediklerinde tek seferlik pasaport vermişler ve Türkiye’ye uçak biletlerimizi de almışlardı. Hepsini itirazına kanıt olarak verdi. Birinci ve ikinci itirazları da Avusturya tarafından reddedildi. Serbest’in 31 Mayıs tarihine kadar bir üçüncü itiraz hakkı daha vardı ancak 30 Mayıs gecesi tek başına tutulduğu Covid karantina hücresinden alınarak Romanya’ya iade edildi. Uçakta bir yolcunun telefonundan bana ulaşarak, uçağın Romanya’ya indiğini söyledi. Bir iki saat sonra bu kez kendi telefonundan ulaşarak polislerin ifadesini aldığını söyledi ve tercümanının kendisine ‘birazdan bir başka polis ekibi gelip seni alacak ve kampa götürecek, bir sorun yok’ dediğini aktardı.
Ara ara bu şekilde süreci takip ediyordum. Bir süre sonra bizim ilk Romanya’da gözaltına alan ekibin geldiğini ve ekip şefinin gözünü kendisinden ayırmadan sürekli telefonla görüştüğünü söyledi. Serbet aslında bir tampon bölgede tutuluyordu o sırada, Romanya’ya girmesine de izin verilmemişti. Ben bunu öğrendikten sonra Romanya’da Serbest’in dosyasıyla ilgilenen avukatı aradım ve avukat Romanya’nın Serbest’in iltica görüşmesine gitmediği için dosyasını kapattığını ve 5 yıl Romanya’ya giriş yasağı koyulmuş. Avukat 30 Mayıs’tan bugüne kadar ilgilendi ancak 3 Hazirandan bu yana kendisinden haber alamıyoruz.”
Avrupa’daki bu mülteci skandalının sorumluları Avusturya ve Romanya…
Serbest Derin’in Avukatı Hüseyin Boğatekin ile yaptığımız son görüşme de ise Serbest’in Metris Cezaevi’nde olduğu bilgisine ulaştık.
Hüseyin Boğatekin’in aktarımı ise şöyle:
“Henüz tarafımıza hiçbir resmi bilgi verilmiş değil. Kendi çabalarım doğrultusunda Serbest Derin’in getirilebileceği cezaevlerini arayarak bir bilgiye ulaşmış bulunuyorum. Metris Cezaevi ile yaptığım görüşmede ‘Serbet Derin’in avukatıyım ve müvekkilimin görüş gününü öğrenmek istiyorum’ dedim ve bunun üzerine Serbest’in orada olduğunu ve görüş günü bilgisini benimle paylaştılar. Bu şekilde Serbest’in Metris Cezaevinde olduğunu anladım. Bu bizim çabamızla oldu, teyit ettiğimiz bir bilgi değil çünkü henüz Serbest’le görüşemedik. Serbest’i gördüğümüz zaman ancak sağlıklı ve net bilgilere ulaşabileceğiz.
Son 5 yıl içinde onlarca müvekkilim Türkiye’deki haksız yargılamalarından kaynaklı göç etmek zorunda kaldı. Tamamının göç hikayelerini kendilerinden dinledim. Romanya, Sırbistan, Yunanistan vb. Avrupa ülkelerinde korkunç uygulamalara maruz kaldılar. Birçok müvekkilim uluslararası sözleşmelerin ihlal edilmesi, haklarının gasp edilmesi ve kötü muameleye maruz kaldığı için travmalar yaşadı, birçoğu da Türkiye’ye iade edilerek haksız cezaları yatmak zorunda kaldılar. Kendi otoriteleri tarafından faşizme maruz kalan müvekkillerim ne yazık ki bir benzerini de göç yollarında yaşıyorlar.”