Français | English |  Türkçe

Bu yazı­da Suriye ve Irak’ta savaş yüzün­den hay­at­ları değişen birkaç Ermeni’nin hikâyesi­ni bula­cak­sınız. Bazılarının hikâye­si hüzün­lü, diğer­lerinin ise değil. Bu portrel­er vası­tasıy­la bölgede nel­er olduğunu aktar­maya çalıştım.

Neden Erme­ni­lerin hikayeleri ? Çünkü Erme­nil­er ben­im için bir tutku : ailem­den beş kişi bu toplumun bir parçası. Ayrı­ca bence Erme­ni­lerin tar­i­hi aracılığıy­la böl­genin ‑ve tevazuyu bir kenara bırakır­sak- tüm insan­lığın tar­i­hi­ni daha iyi anlayabiliriz.

İlk Hris­tiyan­lar arasın­da yer alan ve çoğun­luk­la Müs­lü­man­lar­la komşu olarak yaşayan Erme­nil­er din­ler arasın­da­ki diyalek­tiği anlar­lar. “Soykırım”, “sürgün”, “ente­grasy­on” ve bazen “mür­ef­feh bir hay­at” kelimelerinin anlamını bilir­ler. Günümüz dünyasını anla­mak için anahtar kelimel­er bun­lar. Seçtik­leri ya da kendi­ler­ine day­atılan ülkelere göre, Erme­nil­er demokrasilerde ya da dik­tatör­lük­lerde yaşadılar, yöne­time katıla­bildil­er ya da katıla­madılar, savaşı ya da barışı yaşadılar, ama neredeyse her zaman güçlü bir şek­ilde kim­lik­leri­ni korudular.

Hikâyeleri bize sesleniy­or. Kısacası, din­leri, savaşları, soykırım­ları, Hris­tiyan­lığı, kim­lik, çatış­ma, hoşgörü ve barış mese­leleri­ni anla­mak için bir anahtar oluş­tu­ruy­or­lar. Neden olmasın ?

SOSSI

Sossi 1 arméniennes

Sos­si Kamışlı şehrinde­ki mül­te­ci ve yerinden olmuş Erme­nilere yardım komitesinin sorum­lusu. Elle tut­tuğu hesaplarını kuruşu kuruşu­na çok kalın ve çizgili, içinde daha çok beyaz say­fası olan def­ter­ine işliy­or. Kamışlı’daki 540 Ermeni aileyi şah­sen tanıy­or. Ve onların ihtiyaçlarını en ince ayrın­tısı­na kadar biliyor.

Sos­si bize Kamışlı Erme­ni­lerinin yarısın­dan fazlasının böl­geyi terk ettiği­ni anlatıy­or. Onlara Işid’in ele geçirdiği –Rak­ka gibi- ya da Işid böl­geler­ine komşu –Halep ya da Haseke gibi- şehirler­den gelen Erme­nil­er eklen­di. Kamışlı çok­tan tehlike­li hale gelmişti. İnt­ih­ar saldırıları önce­den de oluy­or­du ama Aralık 2015’ten beri sayıları ve şid­det­leri art­tı. Bom­balı ara­ba ya da kamy­on­la gerçek­leştir­ilen inti­har saldırıları Işid’in sivil­leri öldürmek ve ceph­eye bu şek­ilde yük­len­mek­le özetlenebile­cek savaş yön­tem­i­nin bir parçasıy­dı. Bir peşmerge bana “Çatış­madan son­ra evine dön­mek zorun­da olmayan bir acayip düş­man” demişti Işid hakkın­da. Bir baş­ka peşmerge bize şehirlerde ken­di­ni havaya uçu­ran­ların sadece savaşçılar olmadığını, kimi zaman Işid’in aileler­ine 10 bin dolar ver­meyi vaat ettiği çare­si­zler olduğunu belirtiyor.

Sossi 2Kamışlı’da kalan Erme­nil­er bunu ya baş­ka bir seçenek­leri olmadığın­dan, ya da toprak­ların­da kalmayı ve asla terk etmemeyi bir görev olarak gördük­lerinden yapıy­or­lar. Ve hay­at devam ediy­or, gözyaşları ve kahka­halar­la. Hala lezzetli restoran­lar, gürültülü ve kadehlerin bol­ca kaldırıldığı, her zaman biraz fazla içen bir amca oğlu Armen ya da Bedo’nun olduğu aile toplan­tıları ve çok uzun ayin­ler var.

Sossi’nin etkin olmak için fem­i­nist olmaya ihtiy­acı yok. Neredeyse sadece erkek­lerin olduğu halk kon­seyi toplan­tıların­da pek söz almıy­or, kahve servisi yapıy­or ama kesin yanıt­lar almak için bütün soru­lar hep ona soruluyor.

Bize bah­set­miy­or ama Sos­si bir anne. Oğlunu kay­bet­miş bir anne. Ola­bile­cek en tal­ih­siz ve üzücü bir şek­ilde. Çok sayı­da genç gibi, o da halk savun­ma grubun­day­dı. Mahal­leyi koru­mak için geceleri devriye gezen bir çeşit Ermeni milis grubu. Savaşçılar­dan çok silahlı izcil­er gibil­er. Sossi’nin oğlu 19 yaşın­day­dı. Silahını tem­i­zlerken ateş almış.

Ateş alan bir silah, kahve, çok kalın çizgili bir defter ve kuruşu kuruşu­na tutu­lan hesaplar. Kamışlı’daki 540 Ermeni aile –biraz da- Sos­si sayesinde ayak­ta kalabiliyor.


Kamışlı

Suriye’nin kuzey batısın­da, Türkiye sınırın­da bulu­nan Kamışlı Suriye Kürdistan’ının, Rojava’nın « başken­ti ». Res­mi olarak var olmayan özerk Suriye Kürdis­tanı. Ama pratik­te Suriye bölün­müş durumda :

1. Beşar Esad yöne­ti­minin –Rusya, İran ve Lüb­nan Hizbullah’ından destek alarak Işid’le savaşıy­or- kon­trolün­de­ki Lüb­nan tarafın­da­ki Batı bölgeleri

2. Doğu­da Işid tarafın­dan kon­trol edilen bölgeler

3. Kuzey doğu­da, Suriye Kürdistan’ında PYD’nin Kürt güç­leri (ve bir ölçüde Süryani güç­leri) tarafın­dan kon­trol edilen bölge

4. El Kaide’ye yakın cihatçı Nus­ra Ceph­esi, Özgür Suriye ordusu ve baş­ka Sele­fi gru­plar tarafın­dan kon­trol edilen bölgeler.

Kişisel olarak fem­i­nist gön­lüm Suriye Kürt­lerinin par­tisi PYD’den yana çünkü tam anlamıy­la kadın-erkek eşitliği­ni savunuy­or­lar (ki bu bölgede inanıl­maz bir istis­na oluş­tu­ruy­or). Ordu­ları YPG safların­da %40 oranın­da kadın savaşçı var. Kim­i­ler­ine göre bu durum onlara cihatçı gru­plara karşı avan­taj sağlıy­or, çünkü bu gru­plar “Bir kadın eliyle öldürülür­lerse cen­nete gire­meye­cek­ler­ine” inanıy­or­lar deniliy­or. Süryani Askeri Kon­seyi üye­si kadın­lar­la tanıştığım­da içlerinden biri kadın savaşçıların silahlarının Işid tarafın­dan alın­madığını, çünkü bu silahları kir­li kab­ul ettik­leri­ni anlattı.

Kamışlı’ya dair son bir bil­gi : şehrin sakin­lerinin önem­li bir kıs­mı Hristiyan.

arméniennes Sossi 3

Rak­ka Fırat’ın kıyısın­da, Büyük İske­nder tarafın­dan kurul­muş çok güzel bir şehirdi.

GEORGES

Georges.1 arméniennes
Georges 20 yaşın­da, insan­lara yayılan bir gülümseme­si ve fut­bol­cu gibi bir saç kes­i­mi var. Buraya kadar dünyada­ki mily­on­lar­ca Georges’dan bir farkı yok. Ama bu Georges Hazi­ran 2013’ten beri Işid’in başken­ti olan Rakka’da doğ­muş ve büyümüş. Aile­si hep Rakka’da yaşamış olduğu ve sahip olduk­ları her şeyi kay­bet­mek istemedik­leri için Rakka’da kalmış. Bir buçuk sene kadar. Sonun­da Rakka’dan ayrılmışlar.

Georges bize Rakka’da gördüğü ayak­ların­dan ve bacak­ların­dan bağlan­mış Ezi­di kadın­larının satıldığı köle pazarını anlatıy­or. Komşu­ların­dan biri ‑mahall­eye yeni taşın­mış Işid’li bir tip- bu kadın­lar­dan biri­ni satın almış. Karısıy­la bir­lik­te pazara köle seçm­eye git­miş. Georges köle yapılan Ezi­di kadınını her gün balkon­da çamaşır asarken görüyormuş.

Georges bize Rakka’da Ermeni oku­lu­na gitmediği­ni, devlet oku­lun­da okuduğunu anlatıy­or. “O zaman kimse sen Ermenisin, sen Şiisin demiy­or­du. Kimse bunu umur­samıy­or­du”. ,

Georges Işidlilerin Rakka’ya geldiği zaman bütün Hris­tiyan­ları topladık­larını, onlara “Ya gider­siniz, ya Müs­lü­man olur­sunuz, ya da Hris­tiyan­ların ver­gisi cizyeyi öder­siniz” dedik­leri­ni anlatıy­or. “Babam cizye öde­meyi seçti. Önce Şii cami­leri­ni yık­tılar. Onları öldürdüler ya da kaçırt­tılar. Hris­tiyan­lar öldürülme­di, hükümetin ordusun­da görev yap­mış olan­lar har­iç. Onların kafasını kestiler”.

Georges Rakka’yı çok seviy­or. Geri dönebil­menin, tekrar ora­da yaşa­manın hay­ali­ni kuruy­or. Işid git­tiği zaman.

Georges özel­lik­le belir­tiy­or : “Işid Rakka’daki insan­lar­dan oluş­muy­or. Yabancılar gel­di ve bunu day­at­tılar. Rakka’daki insan­lar bunu isteme­di”. Brüksel’den gelen ben hep bizde­ki terörizmin Rakka’dan geldiği­ni sanırdım. Her şey Rakka’nın suçuy­du. Şim­di karşım­da bu şehir­d­en bir çocuk bana Rakka’daki meczu­pların aslın­da ben­im ülkem­den geldiği­ni anlatıyor.

Georges’a “Annen baban nerede ?” diye soruy­o­rum. “Rakka’dalar. Cizyeleri­ni öde­m­eye git­til­er. Yarın dönecek­ler”, diye cevap veriyor.

Rak­ka bun­dan önce bana sadece kafa kesmeleri, Ezi­di köleleri ve burkalarının altın­dan tama­men siyah olmayan ayakkabıları görü­nen kadın­ların dövülmesi­ni hatır­latıy­or­du. Şim­di “Rak­ka” denildiğinde aklı­ma Büyük İske­nder ve Georges’un gülümseme­si geliy­or. Ve her ay olduğu gibi cizyesi­ni öde­mek için şim­di bel­ki de Rakka’da olan Georges’un annesi için korkuyorum.

Birkaç not

2011 ve 2013 arasın­da şehir hükümet güç­leri ve El Kaide’nin kolu Nus­ra Ceph­esi arasın­da­ki çatış­malara tanık oldu. Mart 2013’te Rak­ka Nusra’nın eline geçen ilk büyük şehirler­den biri oldu. Aynı yılın Hazi­ran ayın­da şehir burayı başkent­leri ilan eden Işid’in kon­trolüne geçti.

Işid Musul’u ele geçirip de fac­to olarak Suriye ve Irak arasın­da 1916 yılın­da Sykes-Picot anlaş­masıy­la İngiliz­ler ve Fran­sı­zlar tarafın­dan çizilen yapay sınır­ları ortadan kaldır­mak­la övünüyordu.

Neden Nus­ra ve Işid arasın­da­ki fark­ları belir­tiy­oruz ? Çünkü aynı çizgide değiller. Ken­disi de El Kaide köken­li olmak­la bir­lik­te Işid Nusra’yla savaşıy­or. Bel­ki de ikisi de Sele­fi ide­olo­ji­den kay­naklandığı halde El Kaide Hal­ife­liği kur­mak için küre­sel cihatı savunuy­or iken, Işid küre­sel cihatı yay­mak için Hal­ife­liği kur­mayı iste­diğin­dendir. Bel­ki de her ikisi de meczup olduğu içindir. Allah’ın ve ikti­darın meczu­pları, sadece bu yüz­den herkesle savaşan meczuplar.

YEVA

Yeva 1 arméniennes

Yeva Kamışlı’daki üç Ermeni oku­lu­nun muhase­be­cisi. Genç ve güzel bir kız, leop­ar desen­li son moda bir kaza­ğı ve masasın­da Steve Jobs’un daha Apple’ı yarat­madığı zaman­lar­dan kalma gibi görü­nen bir cihazı var.

Bu sene okullar açıldığın­da okul­da­ki 500 çocuğun 120’sinin aile­si kayıt ücre­ti­ni ödeye­mez durum­daymış. “Ama çocuk­ları okul­suz bıraka­mayız, bu yüz­den onları yine de aldık” diy­or Yeva. Biraz şansla okul dünyada­ki Erme­nil­er­den gelen yardım­lar­la iki yakasını bir araya getire­bile­cek. “Yok­sa baş­ka bir çözüm bul­mamız lazım, sadece birkaç ayımız var”.

 

Par­alı ya da değil, ilkokul neşe dolu. Bir ilkokul her zaman neşe­lidir. Işid’in birkaç kilo­me­tre uza­ğın­da Hris­tiyan bir ilkokul olsa bile.Bu durum onu çok endişe­lendiriy­or gibi gözük­müy­or. Okul yöne­ti­minin endişe­si belir­li bir öğren­ci sayısını koru­mak. Kamışlı Ermeni toplumu 2013’ten beri yarısını kay­bet­tiğin­den beri okul­da git­gide daha az öğren­ci var. Sayıları daha da aza­lır­sa oku­la el konu­la­bilir. Ve Kamışlı’da Ermeni oku­lu artık yok olur.

Ortaokul­da hava biraz daha cid­di : sınav zamanın­dayız. Yeva’ya mümkün olsay­dı Suriye’yi terk eder miy­di diye soruy­oruz. “Evet, neden olmasın. Bel­ki Almanya için” diy­or. San­ki “Kahve ister misin?” sorusunu yanıt­lar gibi inan­madan söylediği bir cevap. Yeva işi­ni yapıy­or, hesaplar­la ilgileniy­or. Ve hay­at devam ediyor.

MICHAEL

Michael 1 arméniennesMichael bir Yunan tan­rısı gibi güzel bir çocuk, New York­lu bir hipster’a ben­ziy­or. Glendale’de (Los Angeles’ın ban­liyösünde Erme­ni­lerin yoğun olarak yaşadığı şehir) büyüsey­di bel­ki de ken­di­ni Hollywood’da bulur­du. Ama Michael Haseke’de doğ­muş ve üste­lik çok çekingen.

Michael Ermeniceyi iyi konuşamıy­or (devlet oku­lu­na git­miş olduğu için Ara­pça, Kürt nüfusun yoğun olduğu Rojavalı olduğu için de Kürtçe konuşuy­or) ama o bir vatan­sev­er. Cep tele­fo­nunun ekranın­da kır­mızı-mavi-turun­cu bayrak var (Erme­nil­erde oldukça yaygın olduğu için tek başı­na bu bir anlam ifade etmese de) ve Ermeni halkı için canını ver­m­eye hazır.

Glendale’li olmadığı, çekin­gen ve vatan­sev­er olduğu için Michael Erme­ni­leri ve tüm Hris­tiyan­ları koru­mak için Sutoro’ya katılmış.

Bura­da Sutoro’dan ve Haseke Süryani­lerinden bah­set­mek gerekiyor :

Michael 3- Sutoro askeri polis bir­im­lerinden biri. Pek çok askeri bir­im mev­cut : Işid’le cephede savaşan­lar ve insan­ları yaşadık­ları yer­lerde Işid saldırıların­dan koruyanlar.

- Süryanil­er Aram­ice ailesin­den bir dil konuşuy­or­lar (İsa gibi). Mezopotamyalı ilk Hris­tiyan­lar. Bu kat­e­goride pek çok fark­lı grup mev­cut : Marunil­er, Süryani Kato­lik­ler, Kel­dani Kato­lik­ler, Ortodoks Süryanil­er vs.. Bu liste daha da uza­tıla­bilir ve her zaman mem­nun olmayan­lar ola­cak­tır çünkü kimse “Süryani”nin ne demek olduğu konusun­da hem­fikir değil. Erme­nil­er Süryanil­er­den fark­lılar, dil­leri Aram­icenin bir lehçe­si değil ve baş­ka bir tar­i­he sahipler. Ama onlar da “Doğu Hristiyanları”na men­sup olduk­ları ve aynı çileyi pay­laştık­ları için Erme­nil­er Süryani güç­ler­ine katılıy­or1.

 


1. Suriye’deki savaş ve Işid’in ortaya çıkma sürecinde Rojava bölgesinde çoğunluğu oluşturan Kürtler kendilerini korumak ve Işid’le mücadele etmek için bir ordu kurdular : YPG (Halk Savunma Birlikleri). Bölgede Kürt çoğunluğun yanı sıra Süryani Askeri Konseyi adıyla örgütlenen bir askeri güce sahip önemli bir Hristiyan azınlık mevcut.

Marie Thibaut De Maisieres Belçikalı bir yayıncı ve çocuk kitapları yazarı. Aralık 2015’te Belçikalı bir federal milletvekili, gazeteciler ve insani yardım görevlileri ile birlikte Doğu Hristiyanları Belçika Komitesi’nin Irak Kürdistan’ı ve Rojava’ya düzenlediği bir ziyarete katıldı. Peşmergelerin, YPG’nin ve Süryani güçlerinin koruması altında gerçekleşen bu seyahatte De Maisieres Suriye ve Irak’ta savaş sırasında hayatları altüst olan Ermenilerin portrelerini kaleme aldı. Bu makale ilk olarak blog şeklinde Hay Stories’de yayınlanmıştır.
Auteur(e) invité(e)
Auteur(e)s Invité(e)s
AmiEs con­tributri­ces, con­tribu­teurs tra­ver­sant les pages de Kedis­tan, occa­sion­nelle­ment ou régulièrement…