Belçika’nın başkenti Brüksel’de bu yıl dördüncüsü düzenlenen Kürdistan Kültür Haftası etkinlikleri geniş bir katılımla gerçekleşti.
28/09 ile 01/10 Tarihleri arasında süren Kültür Haftasının organizasyonunda ise Brüksel Kürt Enstitüsü, KNK (Kürd Ulusal Kongresi), NAV-BEL (Belçika Kürd Toplumu Merkezi) Belçika Ermeni Komitesi gibi kurumlar var. Brüksel Belediyesi’nin de desteklediği Kültür Haftası Brüksel’de ki İspanya Meydanında (Place d’Espagne) Konserler, seminerler, film gösterimleri, tiyatro ve fotoğraf sergisi gibi etkinliklerle gerçekleşti.
Hafta kapsamında Avrupa Parlementosunda da bir konferans yapıldı. Konferansta Avrupa Kürt Kadınları Birliği Temsilcisi Nursel Kılıç, Doğu Kültürü ve Edebiyatı uzmanı Akademisyen Prof. Dr. İbrahim Seydo Aydoğan, Psikolog Dr. Ruth Kevers ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Koordinatörü Jenny Vanderlinden Kürd Kültürü, kadını ve mülteciler üzerine birer konuşma yaptı.
Ayrıca Kültür Haftasında Bien-à-vous Armanç Kerboranî tiyatro grubu “Şehitleri Hatırlamak ve Rojava Kadınlarının Rüzgarı” adında iki sahne aldı.
2011’de Juan Gulan Elibeg ve Almast Tendik projesi olarak ortaya çıkan grup şimdilerde ise Jessica Hénou ve Anna Rivka ile yoluna devam ediyor.
İlk oyunlarını Paris’te oynayan grup İran’daki “Molla” rejiminin çocuk ve kadınlar üzerinde ki karanlığını konu alıyordu. Gruplarına 2011’de Diyarbakır Piran’da iki yoldaşı ile çatışmada şahadete ulaşan ve Amed Bölge Sorumlularından olan HPG’li Armanç Kerboranî ismini vermişler. Öyle ki Armanç Kerboranî yaşamını yitirdiğinde arkasında bir sürü önemli yazı ve fotoğraflar bıraktı. Aslında bir Gerilla olmasına rağmen yazar basın emekçisi ve fotoğrafçıydı. Onun objektifinden ve not defterinden Kürd çocukları dağlarda yaşayan karakterler ve hikayeler öğrendi.
Avrupa’nın bir çok şehrinde sahne alan grup oyunlarında özellikle Ezîdî kadınlarının yaşadıklarını içsel bir tarzla sahneye yansıtıyorlar. Diyaloglarını ise Afrika’da yine cihadist çetelerin elinden kurtulan kadınların yazdığı şiirler ve yazılardan alıntılar var. Tüm projelerinin temelini sıradan kadınların gerçek yaşamından alan grubun özellikle Paris’te ve Kürdistan’da önemli bir takipçi kitlesi var. Konseptini Juan Golan Elibeg’in yaptığı grubun müziğini ve solistliğini MKM (Mezopotamya Kültür Merkezi/ İstanbul)’dan tanıdığımız Almast Tendik yapıyor. Yenilikçi bir tarzları olmasına rağmen müziklerinin kökü ölen insanların arkasından söylenen ezgiler ve Kürdlerin tarihsel sözlü edebiyatı olarak kabul gören dengbêjlerden geliyor. Bu sahneye gerçekten tarihsel bir atmosfer katıyor.
- Juan önce sana sormak istiyorum. Sahnelerinizde özellikle günümüzde yaşanan 74. Şengal Ezîdî katliamından izler var. Bu konu için okuyucularımıza ne söyleyebilirsin?
- Öncelikle Şengal Kürdlerin Vatikan’ı ve ana yuvasıdır. Ezîdî inanışı tarih boyunca dinler ve iktidarlar tarafından yok edilmek istendi. Özellikle İslam dini bunu çoğu kez pratikte denedi ve hala bu tehlike geçmiş değil. Korunması gereken bir yaşam biçimidir.
- Almast, sen okuyucularımız için ne söylemek istersin?
- Sahnede, günümüzde yaşanan kadın sorunlarını ve gerek Ezîdî kadınının yaşadığı acılar ve Afrika’dan direniş diyalogları var. Hepsi yaşanan ve yaşanıyor olan gerçeklikler. Bunun bilincinde olarak, tüm direnen kadınlar için o sahneye çıkıyorum.
Compagnie “Bien-à-vous Armanç Kerboranî”
Sahne yönetmeni: Jessica Henou • Tasarım: Juan-Golan Elibeg • Oyuncu/dansçı : Juan-Golan Elibeg, Elisa Couvert • Ses sanatçısı/oyuncu: Almast Tendik, Kemancı/oyuncu: Louisiane Beck, Philomène Constant • Aksesuar: Anna Rivka
En français : Bruxelles • Dans le cadre de la semaine culturelle du Kurdistan Cliquez pour lire