Türkçe | Français

2021’i geride bırak­maya altı gün kaldı. Bir yılı geride bırakırken yeni yılın da hay­al­leri içindey­iz. Bu hay­al­ler­im­izi bize insan­lar olarak yaparız genelde. Ve unutu­ruz hay­atımız­da olan, biz­im ailem­izin, hay­atımızın bir parçası olan hay­van­larımızı. Kimi zaman, biz hay­al­ler­im­ize onları kata­masak da, onlar her defasın­da tır­ma­narak hay­atımız­da­ki yer­leri­ni alırlar.

Ben de şim­di sizin­le böyle bir yaşam ortak­lığını, hay­at arkadaşlığını pay­laşa­cağım… Üç ay önce cin­sel kim­liğin­den dolayı ağır yaralar içinde, uzun bir yolu geride bıkarak Paris’e gelen Mer­do ile tanıştım. İşte tanığı olduğum bu hay­at yol­cu­luğu­nun pencerelerinden, dostluğa açılan küçük bir tanesi …

Merdo ve Mia

Mia ile tanış­mam sanırım ben­im 18 yaşım­da sahip olduğum, bel­ki de hay­atım boyun­ca hay­ali­ni kur­duğum bir buluş­ma oldu. Mia İstanbul’da doğ­du. Yir­mi gün­lük iken İstanbul’dan bana, yani Mardin’e gel­di. Kimse getirme sorum­lu­luğunu üstlen­mek istemiy­or­du, zira Mia bir elin avu­cu büyük­lüğündey­di. En sonun­da aracı ile İstanbul’a git­miş olan babamın arkadaşını ısrar­la ara­yarak onu ikna ede­bildim. İstanbul’dan yola çık­tığın­da sürek­li “abi beni görün­tülü arar mısın?”, “abi Mia iyi mi?”, “abi sen Mia’ya yiye­cek olarak ne verdin?” diye dur­madan ken­disi­ni arıy­or­dum. Sanırım bu ara­malarım­dan rahat­sız olmuş olmalı ki, babamı ara­yarak; “oğlun dur­madan arayıp duruy­or, yol­dayım geliy­o­rum” demiş.

Babam beni uyardık­tan son­ra iki gün ses­siz kaldım. Son­ra adam beni aradı. Açtım ve bana Mia’nın has­ta olduğunu söyle­di. Ben çok kötü oldum, bütün hay­al­ler­im­in sonuna geliy­or­muşum gibi bir hisse kapıldım. Mia’yı vet­er­inere götür­müş, ilaç almış ve en sonun­da Mia gel­di. Adam bize yakın bir şehirde Mia’yı oto­büse ver­erek bize, yani Midyat’a gön­der­di. Sabah altı­da köy­de­ki evimizde uyandım ve sabırsı­zlık­la babamın uyan­masını bek­le­m­eye başladım. Küçük kardeşim Abdullah’a “Apo git babanın odasının kapısın­da gürültü yap da kalk­sın” diy­erek harekete geçirdim.

Babam gel­di; “ne ace­len var!” diye beni uyardı. Ancak ben heye­canımı yatıştıramıy­or­dum. En sonun­da babamın arabası ile yola çık­tık Dargeçit’ten Midyat’a doğru… Midyat’da oto­büs­lerin bulun­duğu alana git­tim. Büro­da bir adam vardı, “abi ben­im köpeğim gele­cek­ti” ded­im. Tam bu ara­da ses­ime Mia bir mırıl­dan­ma ile ses ver­di. Masanın arkasın­da kutu­nun içindey­di. Kutuya bak­tım, bana bir bakışı vardı anlata­mam. Kar­tonu elime aldım, çok hafifti, ben ise ade­ta titriy­or­dum. Kutu ile babamın aracı­na bindim. Yol­da babamı aradılar, biz­im iş yer­ine geçtik, Mia’yı ilk o zaman kutu­dan çıkardım. Mia o kadar ufak­tı ki, pay­tak pay­tak yürüm­eye çalışırken ayak­ları bile görün­müy­or­du. Masanın oraya gidip ilk çişi­ni de oraya yaptı.

Bir an önce ken­di­sine yiye­cek bir şeyler hazır­la­maya başladım. Ket­tle ile sıcak su hazır­ladım, son­ra içine mamayı koy­dum ve ilk ben tadı­na bak­tım fazla sıcak mı değil mi diye. Son­ra ilk kez ken­di­sine içirm­eye başladım.

Akşam oldu eve gidiy­oruz. Köy­de­ki evimize ulaştığımız­da Mia’yı yere bırak­tım annem çıkıştı; “Mer­do, bu çok ufak! Bu öle­cek… Annesin­den neden ayırdın bunu?” diye. Son­ra Mia’yı odama götürdüm. Öpüp kok­luy­or­dum. Mia hızlı büyüm­eye başladı. Bir gün dağ­da çalışıy­or­dum, eve geldim ve Mia’nın has­ta olduğunu gördüm. Biz­im orada­ki vet­er­ineri aradım, baba­ma bir ilaç ver­erek bana gönderdi.

merdo mia köpekMia büyüdükçe herkes onu sevm­eye başladı. Artık hay­atımızın bir parçası olmuş­tu. Batman’a giderken onu da yanı­ma alıy­or­dum. Son­ra Mia hay­atı­ma daha da girm­eye başladı. Eve dön­memin heye­canı Mia’ya dair­di. Zaman zaman evde prob­lem­ler­im oluy­or­du, o zaman Mia’yı alıp biz­im orada­ki dağlar­da yürüy­or­dum. Ben­im yanım­da olması bana büyük bir güç veriy­or­du. Kim­liği­mi keşfet­mem ile bir­lik­te ailede sorun­lar çoğal­maya başladı; “sen nasıl erkeksin, neden kadın­ları gibi duruy­or­sun” gibi psikolo­jik saldırılar zaman zaman da şid­dete varıyordu.

Ben o zaman­lar­da Mia ile bir tep­eye gidiy­or ve ora­da ağlıy­or­dum. Yanım­da bir tek Mia vardı. Büyük bir kayanın üzer­ine çıkıy­or­dum. Normalde Mia’nın tır­man­abile­ceği bir kaya değil­di. Düşünüy­or­dum, nasıl ola­cak, ben ne yapacağım, kim bana yardım­cı ola­cak diye. Bakıy­or­dum o ken­disin­den bek­len­meyen bir ener­ji ile o kayayı tır­manıp yanı­ma geliy­or­du. Ben ağlarken yüzümü yalıy­or­du. Ade­ta “ben bura­dayım, ben senin­ley­im” diy­or­du. Ben ondan gördüğüm dostluk, aldığım güç ile yeniden gülm­eye başlıy­or, kendime geliyordum.

O zaman­lar henüz oku­la gidiy­or­dum ve hay­al­im hep Mia’ya doğruy­du. Diy­or­dum ki, “kızım, sen ve ben buradan kur­tu­la­cağız”. Ben­im okul moti­vasy­on­u­mu Mia veriy­or­du. Liseyi bitirip üniver­site sınavı­na girip kaza­narak baş­ka bir şehre Mia ile gitme hay­al­leri­ni kuruy­or­dum. Son­ra sına­va girdim, sonuçlarını öğren­eme­den yaşadığım sokak­ları, şehirleri, ülkeyi terk etmek zorun­da kalmıştım. Evde çık­tığım­da Mia havlıy­or­du. Ben onu görüy­or­dum, elimde val­iz­im. Yanı­na gidip vedalaş­mak iste­d­im, son­ra dayana­mam diye git­mek istemed­im. Ama olmadı, geri dönüp ona sarıldım. Ona söz verdim; “gele­ceğim seni almaya”. Sanırım beni anlamıştı. Ona sözümü yer­ime getirme hay­atımın moti­vasy­onu olmaya devam ediyor…

Mia, Soré, Çiya, Xuç­ka, Zor­ba, bun­lar kedi ve köpekler­im­iz, bun­lar biz­im hay­at ve yol arkadaşlarımız, onlar bize hay­a­ta dair çok şey öğret­m­eye devam ediy­or­lar. Yeter ki bizler insan­merke­zli davranış ve düşünce kalı­plarımız ile sınır­lı kalmay­alım. Kışın şömine başın­da, yazın bahçede­ki duvarın dib­ine “yavaşlayın, yavaşlayın, hay­at hızlı yaşan­maz, hay­a­ta koş­mayın, yavaşlayın ve yaşayın” diyen bu güzel dost­larımızı hiç unut­may­alım. Onlar bize değil bizler onlara muhtacız.

Diler­im dünyanın her yerinde 2022 yılı kedi­lerin ve köpeklerin yılı olur.


Kedistan’ın tüm yayınlarını, yazar ve çevirmenlerin emeğine saygı göstererek, kaynak ve link vererek paylaşabilirisiniz. Teşekkürler.
Ercan Jan Aktaş
Auteur
Objecteur de con­science, auteur et jour­nal­iste exilé en France. Vic­dan retçisi, yazar, gazete­ci. Şu anda Fransa’da sürgünde bulunuy­or. Con­sci­en­tious objec­tor, author and jour­nal­ist exiled in France.