Dünya Su Konseyi’ne

Bugün buraya Bor­do’­dan Marsilya’ya kadar Dünya Su Kon­sey­i’ne kano ile kürek çek­erek geliş neden­im, dünyamızın bütün var­lık­ları için biri­cik yaşam kay­nağı olan suyun öne­m­ine dikkat çek­erek suyun meta değil yaşayan can­lı bir kay­nak olduğunu bir kez daha hatırlatmaktır.

Su üzer­ine gerçek­leştir­ilen poli­tikalar ve kar amaçlı ticari ilişk­il­er bir nehrin varoluş amacının dışın­dadır. İns­an, hay­van, bit­ki, taş, toprak ayırt etmeden, can­lı can­sız her var­lık için su dünya yaşamının vazgeçilmezidir. Bu yüz­den kir­letilmemeli, korun­malı, yatağın­dan alın­ma­malı, satılmamalıdır.

İns­an merke­zli endüstri toplumu­nun tüke­tim çıl­gın­lığının bedeli­ni tüke­tim merke­z­lerinden uza­k­ta yaşayan yer­el halk­lar, doğa, yani tüm can­lı yaşam öde­mek­te­dir. Bu suis­ti­mal­lerin önüne geçerek, suyun adil dağılımını sağla­mak amacıy­la kurul­muş Dünya Su Kon­sey­i’ni görevi­ni daha gerçekçi bir seviyede yap­maya dav­et ediy­oruz. Bu kon­seyde yer alan­lar niçin bir doğa gönül­lüsü aktivist veya sosyal alan­lar­da hizmet veren kişil­er değil de, su üzerinden kar elde etm­eye kalkışan, suyu yatağın­dan alan, suyu paketler içinde satan, yağ­mur orman­larını ve yerlileri­ni katle­den şir­ket­lerin temsilcileridir?

Ama­zon orman­ları ve nehri, ker­este ve petrol ener­ji şir­ket­lerinin talanı ile her gün her an kir­letiliy­or, yağ­malanıy­or ya da Burg­er King ve Mon­san­to Bay­er ile orman­sı­zlaştırılıp kon­va­n­siy­onel soya tar­laları­na dönüştürülüy­or. Buna karşı çıkan Ama­zon yerlileri ve aktivist­leri ise şir­ket­lerin suikastçi­leri tarafın­dan katlediliyor.

Hon­duras’­ta Desar­rol­los Energéti­cos SA, (Desa) ve ulus­lararası ser­mayeli Agua Zarca tarafın­dan Gual­car­que Nehri’ne yapıl­mak iste­nen hidroelek­trik santra­line karşı olan aktivist Berta Cáceres de katledilen can­lar­dan biri. Bu cinayetin zan­lıları hala faaliyet­ler­ine devam etmekteler.

Fran­sız ener­ji şir­ket­ler­ine ait Belo Monte bara­jı, büyük bir su ve ener­ji vur­gu­nuna evrilmiş, poli­tik alan­da ise hükümetlere sus payı olarak dağıtılan rüşvetler devlet ve şir­ket ortak­lık­larının örneğidir. Tüm bun­lara rağ­men yaşam devam ediy­or ve ede­cek. Ama­zon orman­ları, nehirleri üzerinde yaşayan tüm can­lı çeşitlil­iği yaşa­maya devam edecek.

Dünya Su Kon­sey­i’nde yer alan Türkiye 41 üye ile en çok üye­si olan üçüncü ülke kon­u­mun­da. Dünya Su Kon­seyi üyelerinin %13’unu Türkiye’den kurum­lar oluş­tur­mak­tadır. Türkiyeli kurum­ların büyük bir çoğun­luğu inşaat, mühendis­lik ve müteah­hit­lik alan­ların­da faaliyet gösteren şir­ketler­den oluş­mak­tadır. Cey­lan inşaat, Doğuş inşaat, Ecetür, Eren inşaat, Güriş inşaat, İçt­aş inşaat, Kıs­ka inşaat, Limak inşaat, Nurol inşaat, Peker inşaat, Tefken Hold­ing, Yük­sel inşaat ve Ünal şir­ketler grubu bun­lar­dan yal­nız­ca birkaçıdır. Bu şir­ket­lerin ortak özel­liği, baraj inşaatı, su altyapı hizmet­leri, atık su arıtım tesis­leri inşaatı gibi alan­lar­da yatırım­larının olması ve dünyanın en büyük su şir­ket­leriyle ortak çalışıy­or olmalarıdır.

2016 Mek­si­ka deklarasy­onun­da ifade edilen tüm ilke ve sorum­lu­luk­ları yeniden dile getiriy­oruz; Biz suyu geze­gen­i­mizde­ki tüm yaşamın temel unsu­ru ve tüm can­lıların yaşam hakkı olarak görüy­oruz. Şimdi­ki ve gele­cek­te­ki nesiller arasın­da­ki dayanış­manın sağlan­ması için ısrar ediy­oruz. Suyun alınıp satıl­masını red­dediy­or ve suyun hak­larının tüm can­lı yaşa­ma ait ve onun bir parçası olduğunu vurguluyoruz.

Öz yaşam kay­nağımız üzerinde­ki endüstriyel hege­monyaya karşı, kurak­lık­ların en yoğun yaşandığı yer­lerde­ki halk­lar suyu koru­manın yanın­da ken­di toplu­luk­ları için de fark­lı teknikler üreterek yok­luğu bol­luğa çevir­menin mümkün ola­bildiği­ni göstermektedirler.

Halkın doğru­dan içinde yer aldığı sürdürülebilir alter­natif demokrasi örnek­leri mev­cut. Hindis­tan’­da­ki Pani Pan­chay­at Hareketi bu örnek­ler­den yal­nız­ca biri.

Pani Pan­chay­at Hareketi, kurak­lığa yakın bir bölgede hakkaniyetli ve ekolo­jik olarak sürdürülebilir bir su sis­te­mi yarat­maya çalışan bir halk hareketi örneğidir. Hareket 1972 sen­esinde, Maha­ra­sti­ra şid­detli bir kurak­lık­la karşı karşıya kaldığın­da başladı. Kazançlı bir ticari tarım ürünü olan ve aşırı su tüketen şek­erkamışı üre­timine sınır­la­ma getirildi.

Racas­tan’ın Alwar böl­gesinde yer­altı suyu her yıl bir metre derin­liğinde tüketilmek­tey­di. Ve yaşanan kurak­lık nedeniyle genç­lik örgütü Tarub Bharat Sangh, su elde etmek için kul­lanılan gelenek­sel sarnıçları (johad) inşa etmek üzere halkı harekete geçir­di. Yer­el toplu­luk­lar 2.2 mily­on dolar katkı­da bulun­du­lar ve 500 köyde 2500 sarnıç inşaa ettil­er. Bir johad­da toplanan su tüm köy tarafın­dan pay­laşıl­mak­tay­dı. Köyler aynı zaman­da ne kadar arazinin sulanacağı­na ve evlere ne kadar su ver­ile­ceğine de karar veriy­or­lardı. Su sis­tem­lerinin inşaası, bakımı ve kul­lanımı hakkın­da­ki kolek­tif karar verme süre­ci ihti­lafların önlen­me­sine yardım­cı oldu.

Swad­hyaya, Atarub, Bharat Sangh, Muk­ti Sang­harsh ve Pani Pan­chay­at gibi insiy­at­i­fler suyun ancak su kay­naklarının demokratik dene­ti­mi sayesinde sürdürülebilir bir şek­ilde kul­lanıla­cağını göster­mek­te­dir. Toplu­luk dene­ti­mi, ekolo­jik çöküşü ve toplum­sal ihti­lafları önle­mek­te­dir. Yüzyıl­lar boyun­ca kadim bil­gilere day­alı yer­el su yöne­ti­mi yön­tem­leri, madd­eye day­alı sis­tem­lere doğru bozul­ma sergilemiştir.

Bu değişim doğay­la saygı içinde yaşayan can­lıların hak­larını elin­den alarak, doğaya meta gözüyle bakan kişi­lerin yal­nız­ca para keseleri­ni doldur­mak­tan da öteye geçmemiştir.

Stand­ing Rock’taki Sioux Yerlileri ve onlara katılan onlar­ca kabile Kara Yılan adı verdik­leri boru hat­tının ata­larının mezarlarının bulun­duğu kut­sal toprak­ların­dan geçme plan­larının üzer­ine başladık­ları mücadelede kendi­ler­ine Su Koruyu­cu­ları dedil­er. Su Koruyu­cu­ları boru hat­tının geçe­ceği Oahe Gölü ve Mni Sose’de (Mis­souri Nehri) gerçek­leşe­bile­cek bir sızın­tının bölgede­ki tüm can­lıları zehirleye­bile­cek büyük bir ekolo­jik tehdit olduğunu söylüy­or. Böyle­si bir yaşam tehdi­tinin gözardı edilmeye­ceğinin, baş­ta su koruyu­cu­larının, devlet­lerin, hükümet­lerin hat­ta şir­ket­lerin dahi buna onay ver­meye­ceğine inanıy­oruz. Suyu koru­mak yaşamı, yeryüzünü ve gele­ceği koru­mak­tır. Çünkü su olmadan yaşam olmaz.

İns­an kay­naklı su kıtlık­ları ve her yerde mev­cut olan su ihti­lafları, suyun yaşamın ortak kay­nağı olduğunu kab­ul ederek en aza indirilebilir. Suyu yaşam için koruyan hareketler de su krizine karşı esas çözümün, insan­ların ener­jisinde, emeğinde, zamanın­da, dikkatinde ve dayanış­masın­da olduğunu göster­mek­te­dir. Su tekel­ler­ine karşı en etk­ili alter­natif su demokrasileridir.

Bunun bir örneği de Anadolu coğrafyasın­da Alakır Nehri Kardeşliği’dir. Türkiye Antalya’­da­ki Alakır Vadis­i’nin doğasının korun­ması için hukuk­sal ve eylem­sel faaliyetler yürütürken bir yan­dan da vadide sürdürülebilir yaşam deney­im­leri­ni hay­a­ta geçiren, tama­men gönül­lüler­den oluşan bir toplu­luk­tur. Kir­len­m­eye karşı piyasa çözüm­leri­ni öneren büyük şir­ket teorisyen­lerinin aksine, taban hareket­leri, poli­tik ve ekolo­jik çözüm­ler için çağrı­da bulun­mak­tadır. Hasankeyf, Mun­zur, Karad­eniz gibi, fark­lı böl­gel­erde çok sayı­da mücadele verilmektedir.

Yük­sek teknolo­ji­lerin yarat­tığı kirlil­iğe karşı mücadele eden toplu­luk­lar, tem­iz endüstri, zarar­lı atık­lara karşı güven­lik, bil­gilendirme, katılım, koru­ma, yap­tırım, tazmi­nat ve tem­i­zleme hak­larını içeren Toplu­luk­ların Çevre Hak­ları Bildir­ge­si’ni (Com­mu­ni­ty Envi­ron­men­tal Bill of Rights) ortaya koy­muşlardır. Bu hak­ların her birisi su hak­larının tüm yurt­taşlar ve yaşamın ken­disi için korun­duğu bir su demokra­sisinin temel ögeleridir. Devletler bu hak­ların her­biri­ni güvence altı­na almak zorundadır.

Su demokrasisinin temelini oluşturan dokuz ilke vardır

1- Su Doğanın Armağanıdır. Suyu doğadan serbestçe alırız. Onu temel ihtiyaçlarımı­zla uyum­lu bir sek­ilde kul­lan­mak, tem­iz ve yeter­li bir mik­tar­da tut­mak üzere doğadan borçlanırız. Suyun kurak­lık­lara ve su baskın­ları­na neden ola­cak şek­ilde çevrilme­si, ekolo­jik demokrasinin ilkeleri­ni ihlal eder.
2- Su yaşam için vazgeçilmezdir. Su, her can­lı türü için yaşamın teme­lidir. Her tür ve her eko­sis­tem, geze­gende ken­di payı­na düşen su hakkı­na sahiptir.
3- Yaşam su aracılığıy­la bir­birine bağlıdır. Su tüm var­lık­ları ve geze­genin tüm kısım­larını su çevri­mi aracılığı ile bir­birine bağlar. Eylem­ler­im­izin diğer tür­lere ve diğer insan­lara zarar ver­memesi­ni sağla­mak hep­imizin ödevidir.
4- Temel ihtiyaçlar için su özgür olmalıdır. Doğa, suyu bize maliyet­siz olarak verdiği için, onu kar amacıy­la alıp sat­mak suyun varoluş hak­larını ihlaldir.
5- Suyun da bir sınırı vardır ve bil­inç­siz kul­lanım suyu küstüre­bilir. Sürdürüle­mez kul­lanım eko­sis­tem­den doğanın yenileye­bile­ceğinin ötesinde su çek­ilme­si diğer can­lıların hakkını gaspetmektir.
6- Su korun­malıdır. Suyun yatağın­dan alı­narak tekelleşme­sine karşı suyu koru­mak yaşamı korumaktır.
7- Su mülk değil yaşayan can­lı bir var­lık­tır. Su, varoluşu gereği dünyanın %70’ini oluş­tu­ran can­lı bir kay­nak­tır. Özel mülk olarak edinile­mez ve meta olarak satılamaz.
8- Kimse suyu kir­letme hakkını kendinde görmemelidir.
9- Su ikame edilemez.

Community environmental bill of rights” (Toplulukların Çevre Hakları Bildirgesi)
Vandana Shiva, Su Savaşları/Su demokrasisinin ilkeleri, sayfa: 56–57-58

Sadık Çelik

ZAD Notre Dame des Lan­des yaşayan­ları | Fransa, Bask ülkesi, ve Kata­lan Sosyal Ekolo­ji mil­i­tan­ları | Janet Biehl | Vin­cent Ger­ber | Mer­ha­ba Heval­no kolek­ti­fi | Stand­ing Rock Dako­ta Access Pipeline Oppo­si­tion | Hasankeyf’i Yaşat­ma Gir­işi­mi | Alakır Nehri Kardeşliği | Mun­zur Çevre Derneği | Karad­eniz isyan­dadır Plat­for­mu | Gaia Dergi…

Bu metni siz de imzalayabilirsiniz, bu linki izleyin…

Diğer diller : Türkçe | Eng­lish | Français | Español


Photo Christophe EYQUEM, Freemages 2009 CC
Traductions & rédaction par Kedistan. Vous pouvez utiliser, partager les articles et les traductions de Kedistan en précisant la source et en ajoutant un lien afin de respecter le travail des auteur(e)s et traductrices/teurs. Merci.
Kedistan’ın tüm yayınlarını, yazar ve çevirmenlerin emeğine saygı göstererek, kaynak ve link vererek paylaşabilirisiniz. Teşekkürler.
Kerema xwe dema hun nivîsên Kedistanê parve dikin, ji bo rêzgirtina maf û keda nivîskar û wergêr, lînk û navê malperê wek çavkanî diyar bikin. Spas.
Translation & writing by Kedistan. You may use and share Kedistan’s articles and translations, specifying the source and adding a link in order to respect the writer(s) and translator(s) work. Thank you.
Sadık Çelik on EmailSadık Çelik on Facebook
Sadık Çelik
REDACTION | Journaliste 
Pho­tographe activiste, lib­er­taire, habi­tant de la ZAD Nddl et d’ailleurs. Aktivist fotoğrafçı, lib­ert­er, Notre Dame de Lan­des otonom ZAD böl­gesinde yaşıy­or, ve diğer otonom bölge ve mekan­lar­da bulunuyor.