22 Mart, “Dünya Su Günü” gibi özel bir günde bir çağrı yap­mış ve “Hay­di, insana, hay­vana ve yeryüzüne can suyu olmak için mücadel­eye!…” demiş­tim. “Fransa’nın Bor­do kentin­den başla­mak üzere, kano ile su yol­larını takip ederek Marsilya’da bulu­nan Dünya Su Konseyi’ne git­meyi ve onlara suyun bir hak olduğunu ve satılıp pazarlana­may­a­cağını anla­tan Dünya Su Dost­ları Deklarasy­onu‘nu ilet­m­eye var mısınız?” diye sormuştum.

Çağrı : Dünya Su Konseyi’ne kano yolculuğu

Ben sözümü tut­tum ve yol­lara düştüm…

İşte tüm zor­luk­lara ve kısıtlı imkan­lara inat ulaştıra­bildiğim notlar…

Yol­cu­luğu Face­book say­fasından ve ben­im kişisel hesabım­dan da izleyebilirsiniz.

Güz­er­gah da işte burada :

final arrivée


YOL NOTLARI 1

18 haziran 2017

Yol­cu­luk­tan bir gün önce Bor­deaux’­da, hatır­lat­ma, selam­la­ma ve biraz da ısın­ma babın­da, küçük bir ZAD eylemi…

eau

18 Haziran 2017

Ve, yol­cu­luk başladı. 

Bor­do’­da­ki 30 km’­den son­ra Lan­gon’­da­ki 30. km´de akşamı bul­dum. Lan­gon, büyük akın­tısı ile beni fena test etti. “Bugün buradasın, sabah yeniden görüşürüz“dedi. Kanal boyu güz­er­gahın­da yal­nız değildim. Şahin­ler, kır­langıçlar ve yusufçuk­lar bana eşlik ettiler. 

Şim­di Lan­gon’­da büyük Kanal gemi­lerinin Lan­gon’­da­ki ters akın­tıyı düz akın­tıya çevire­ceği anı bek­liy­o­rum. Bu da den­eme yanıl­ma ile öğrendiğim ilk sürüş kuralı oldu. Bakalım, su hay­dut­ları­na karşı kano yol­cu­luğum boyun­ca daha nel­er öğreneceğim. 8 km son­ra kanal du Midi’de olacağım. 

Şim­di kanala dön­meliy­im. Herkese,“su gibi ömrünüz olsun!” diyorum.

 

20 Haziran 2017

Bugün Garonne nehri üzerindeyken kanonun yastığı pat­ladı kano su alıy­or­du. Ve sıkın­tılı bir mac­era başladı.

Çok ters bir yerde kaldım. Suyun bel­li saatlerde yük­seldiği bir yer. Önce malzemeleri yük­sekçe bir yere taşı­yarak güven­liğe aldım. Yastığı onarım kiti­ni kul­la­narak yapıştırdım. Birkaç saat bek­le­mem gerekiy­or­du. O gece ora­da kaldım. 21 Hazi­ran sabah den­eme yap­tım. Ancak yastık aynı yer­den tekrar pat­ladı. Tamir imkansızdı.

Baş­ka çarem olmadığı için malzemeleri bırakarak, akşam saat­lerinde ormana daldım. Bir gözetleme kule­si görünce, yakın­lar­da bir yaşam alanı olması gerek­tiği­ni düşünerek iler­lem­eye devam ettim. 3 km yol katet­tik­ten son­ra bir köye ulaştım. Köy otu­ran­ların­dan biri bana yakın­da bir kamp­ing olduğunu, oraya gide­bile­ceği­mi söyle­di. Gece karan­lığın­da, üç kez katet­tiğim 3km’lik yolu gidip gel­erek, tüm malzemeleri köye taşıdım. Kampinge gide­cek gücüm kalmamıştı. Gece saat 2 civarın­da, köy­de­ki boş bir bahç­eye çadırımı kura­bildim, ve yıkıldım.

eau

22 Haziran 2017

Bugün sabah erk­enden kanonun yastığını tekrar yapıştırdım ve 2,5 km ilerde, Garonne nehrinin başlangıcın­da bir nok­taya ulaştım. Ora­da bir restoran’­da din­lendim, tele­fon­u­mu şarj ettim. Restoran sahip­leri beni sıcak­lık­la mis­afir etti. Yol­cu­luğun amacını öğren­ince, tebrik ve teşekkür ettil­er. Kısacası şans eseri, duyarlı insan­lara denk düştüm. Böyle güzel sür­pri­zler de oluy­or ve insana cesaret veriy­or… Ayrı­ca yol­un devamı için, su, buz, mey­va verdiler.

Nehirde, kanoyu tekrar dened­im. Ama yapıştır­ma yine başarılı olmamıştı ve 15 daki­ka son­ra yastık tekrar indi. Aşırı sıcağın etk­isi malze­meyi genişlet­tiği için, olum­suz etki ettiği­ni düşünüy­o­rum. Den­emel­erde yastık inik olduğu halde kanonun su almadığını gözlem­ley­ince bu şek­ilde devam etm­eye karar verdim.

Kano ağır iler­liy­or ama iler­liy­or. Devam etmem şart. Yoldayım.…

25 Haziran 2017

Geldim… Uçsuz bucak­sız su yol­un­dan çık­mak mümkün olmuy­or. Zor­lu bir su yolundayım.

Fransa’nın Atlantik bağlan­tılı en büyük su (Garonne) nehrinde, 39 dere­ceyi bulan sıcak­lar eşliğinde tek başı­na kano yol­cu­luğu yapan bir deliyim.

Aksi­lik­ler, imkan­sı­zlık­lar ama ille de nehrin yaban güzel­lik­leriyle; ağaçlar, kuşlar, kur­bağalar, çoğun­luğuy­la iyi bir muhab­bet halindey­im.. İns­and­an uzak olmak güzel bir delilik haliymiş meğer.. İkl­im değişik­liğinin derin etk­i­leri­ni 39 derece sıcağın altın­da susu­zluk­la yaşıy­o­rum. Yakın gele­cek­te bütün kıta­lar­da ne büyük yoğun­luk­ta felaket sıcak­ları, kurak­lık­ları ve buna para­lel ne amasız su savaşları ola­cağını içtiğim her damla suyun ardın­dan yutku­narak, burku­larak anlıy­o­rum. İşte size su ve susu­zluk­la empati…

Bun­lar­dan da öte bir delilik halindey­im aslın­da.. Kim­i­leri bel­ki bazı açılar­dan bu delil­iği­mi fazladan gerek­siz bula­bilir, kız­abilir de… (Kedis­tan’ın “atom karınca“sı ve Alakır Nehri Kardeşliği kardeş­ler­im­in dışın­dak­i­lerin, bu tür­den serzeniş­leri­ni, yak­laşım­larını cid­diye almadığımı belirt­meliy­im.) Say­fam­da yüzlerce “arkadaş“ım var ve pek çoğuy­la pek çok konu­da karşılık­lı pay­laşım­larım da var, ama somut dayanış­ma konusun­da bu yüzlerce “arkadaş“tan pek azının yanım­da olduğunu üzülerek anlıyorum.

Yol­cu­luğum­la ilgili açık­la­malarımı baş­ta Kedis­tan der­gisi olmak üzere, ken­di say­falarım­da ve ilgili diğer say­falar­da pay­laştım. Mer­ak eden­lerin, takip etmek isteyen­lerin başımın üstünde yeri var. Yakın­da geniş bir yazı ile yol­cu­luğum­la ilgili detay­ları tekrar pay­laşa­cağım sizler­le. Dünya Su Kon­sey­i’ne, yani “yeryüzün­de­ki suyu­muzu çalan­ların, satan­ların, kir­leten­lerin bileşeni” olarak adlandırdığım “su haydutları“nın merkezine neden git­tiği­mi tekrar anlat­a­cağım… Ki bu metin aynı zaman­da Su Kon­sey­i’ne ilete­ceğim bir (belge dosya) su hakkı savunucu­larının ‘DEKLARASY­ON’u niteliği de taşımaktadır.

Şimdi­lik kay­dıy­la noktalıyorum.Tekrar görüşmek üzere, sev­gi dostluk ve dayanış­ma ile kalın…

29 Haziran 2017

Agen’e doğru… Bu bölge, özel­lik­le civarı, kanal boyu yemiş bereketi saçıy­or ade­ta. Her kürek adımın­da kanal’a sarkan ceviz, incir ve erik ağaçların­dan göz hakkı almadan geçmek olmaz ded­im ben de… 

Kanalın biraz dışın­da­ki alan­lar­da ise, elma, kivi ve şef­tali, bahçeleriyle sıralan­mış… Su, ken­di doğal güz­er­gahın­da bütün can­lı var­lık­lar için bir bereket… Doğanın bu biri­cik yaşam armağanı­na hükme­den, onun bu doğal akışını hay­dutça gas­pe­den, yeryüzünün en zarar­lı var­lığı “insan” tarafın­dan yapılmakta.

Agen’e varış­tan önce­ki ard arda son 3 kanal kapısın­da kanal plat­for­mu olma­ması ve ardın­dan başlayan sert rüz­gar ve yağ­mur beni bayağı bir zor­ladı. Buradan önce 200 metre öteye yani 1. kanal kapısının bulun­duğu yere, önce kanoyu son­ra bütün diğer materyali taşı­yarak geçe­bildim. Ve son­rası yine yağ­mur, çadır…

Geceyi bura­da geçirip bu sabah itibariyle Yak­laşık 800 metre ötede­ki Agen’e kanal boyunu yürüy­erek varabildim.

Yağmur bereket­tir…

Kano ile Su Hakkı” yol­un­da yağ­murla sar­maş dolaşım… Yağ­mur yağar da “yağ­mur adam“lığımdan bahsedilmez mi? Geçmiş yıl­lar­da istan­bul’a yağ­murlar yağarken ıslak adım­lar­la bir adam dolaşırdı sokak­ları… Sokak­lar dostluk­lara açılan yağ­mur bereketinde olsun diye… O adam, yağ­mu­run ıslak adım­lı soluğu oldu sonun­da ve adı­na “yağ­mur adam” den­di . O “ ‘yağ­mur adam” şim­di su hakkı yol­ların­da, bütün bir yer yüzü yağ­mur SUsuz kalmasın diye su yol­larını adım­lıy­or… Bu güzel anıyı sizler­le pay­laş­mak çok anlam­lı oldu sanırım. 

Nice anılarımız susuz kalmasın… Sev­gi dostluk ve dayanış­ma ile kalın.

3 Temmuz 2017

Agen’­dan son­ra Valance ve Moissac’a yoğun yağ­mur ve kanal kapıları nedeniyle yürüy­erek vara­bildim. Moissac’a gece yarısı vardığım­da ayak­larım hak­lı olarak isyan halindey­di. Moissac’­ta çadırımı kurup ayak­larımın isyanını dindi­re­bildim nihayet. Ancak Su Hakkı İçin Kano ile Su Yol­cu­luğum beni inat­la yeni sür­priz müşkül durum­lar­la test etm­eye devam ediy­or. Moissac’­tan son­ra ardar­da dört kanal kapısıy­la karşılaş­mam beni oldukça yoran bir tem­poya dahil etti. Ancak baş­ka yolu da yok. Karşı inat­la bu zor­lu su yol­unu mut­la­ka tamam­lay­a­cağım. Çünkü daha önce de belirt­tiğim gibi, bu yol­cu­luk ben­im kişisel yol­cu­luğum değil. Bu yol­cu­luğun asıl sahip­leri ; Ama­zon­lar, Dako­ta, Hon­duras, Bolivya, Hindis­tan, Alakır, Mun­zur, Hasakeyf, Kaz­dağları, Karad­eniz ve su hakkı ihlal edilen dünyanın bütün su mağ­du­ru halklarıdır…

5 Temmuz 2017

Dün akşam saat­lerinde Toulouse’a beş km kala, yine ardar­da kanal kapılarıy­la karşılaş­mam bana kötü bir sür­priz yap­tı. Kanoyu ve diğer eşyaları taşı­ma esnasın­da kanomun üzerinde­ki pro cam­er­am bir bisik­letli tarafın­dan çalındı. Görün­tü­ler­im­in bir bölümü git­ti. Gıcık bir durum. Ancak yine de yola devam.…

Devamı gele­cek yazıda…

Fransızca çevirisi : Sadık Çelik • Se met­tre en route pour l’eau | 1


Traductions & rédaction par Kedistan. Vous pouvez utiliser, partager les articles et les traductions de Kedistan en précisant la source et en ajoutant un lien afin de respecter le travail des auteur(e)s et traductrices/teurs. Merci.
Kedistan’ın tüm yayınlarını, yazar ve çevirmenlerin emeğine saygı göstererek, kaynak ve link vererek paylaşabilirisiniz. Teşekkürler.
Kerema xwe dema hun nivîsên Kedistanê parve dikin, ji bo rêzgirtina maf û keda nivîskar û wergêr, lînk û navê malperê wek çavkanî diyar bikin. Spas.
Translation & writing by Kedistan. You may use and share Kedistan’s articles and translations, specifying the source and adding a link in order to respect the writer(s) and translator(s) work. Thank you.
Sadık Çelik on EmailSadık Çelik on Facebook
Sadık Çelik
REDACTION | Journaliste 
Pho­tographe activiste, lib­er­taire, habi­tant de la ZAD Nddl et d’ailleurs. Aktivist fotoğrafçı, lib­ert­er, Notre Dame de Lan­des otonom ZAD böl­gesinde yaşıy­or, ve diğer otonom bölge ve mekan­lar­da bulunuyor.