Türkçe | English
Şilili ve Fransız yönetmen Carmen Castillo’nun, Nûdem Durak’a destek verdiği ve 22 Mayıs tarihinde Le Monde gazetesinde yayınlanan yazısını, kendisinin de izni ve isteğiyle Türkçe olarak paylaşıyoruz.
Nûdem Durak’ın silahı yoktu, gitarından başka
■ 1974: Ne kadar uzun zaman geçmiş, ama yaşadığınız dehşet zamanları kolay kolay yok olup gitmiyor. Evimize yapılan baskının ardından Pinochet’nin siyasi polisi tarafından tutuklanmıştım. Eşim Şili direnişinin kadrolarından biriydi; o yaşamını ateş altında yitirdi ve ben ise hayatımı uluslararası dayanışmaya borçluyum. Yoldaşlarımızın hemen hepsi birer birer düşmüştü.
Çoğu işkence görmüştü, bazıları sonsuza dek “kayıp” olarak kalacaktı. Darbeciler benim bir askeri hastanede tutuyordu, çünkü bir el bombası patlamasında yaralanmıştım. İnsanların özgürlüğüm için seferber olduğunu bilmiyordum; bunu sınırdışı edilip İngiltere’ye geldiğimde, uzun bir sürgünün başlangıcında öğrenecektim.
Amerikalı aktivist, Black Panters’ın eski üyesi. Angela Davis, bana desteğini sunmuştu. ‑O da, tutuklandıktan ve geniş bir uluslararası kampanya sayesinde Afro-amerika mücadelesinin sembollerinden birine dönüştükten sonra, iki yıl önce beraat etmişti. Ondan “terörist” olarak bahsediyorlardı. Movimiento de İzquierda Revolucionaria, MİR — İspanyolca Devrimci Sol Hareketi’nden olan bizler için, benim için de, adalet ve eşitlik için mücadele eden diğer aktivistler için de “terörist” deniliyordu.
Uluslararası bir kampanya
Bugün bu sözcük, aynı sözcük Nûdem Durak’tan bahsederken kullanılıyor, 32 yasında, Türkiye’de 19 yıl hapis cezasına mahkum edilen Kürt şarkıcı.
Beş yıldır bir hücrede yaşıyor. Bu beş yıl bildiğimiz beş yıldan çok daha uzun olsa gerek. Hepimizin bireysel özgürlükleri töhmet altında; hiç bir duvar, hiç bir gardiyan bir mucizeyi engellemeyi başaramadı: Sesi mesafeleri ortadan kaldırdı. Nûdem Durak’ın silahı yoktu, gitarından başka. Şarkılarını birbiri ardına iktidara gelen tüm hükümetler tarafından uzun bir süredir yasaklanmış olan anadilinde söylüyordu. Duru sesiyle, onyıllardır bir çok devlet tarafından ezilen halkının belleğini, düşlerini ve mücadelesini yükseklere taşıyordu.
Direndiği için ‑ve direnmeye devam ediyor- terörü bizzat kendi sistemleştirmiş bir devlet onu, felç edici bu sözcükle susturmak istedi: “terörist”. Nûdem darp edildi, tecrit edildi. Gitarı kırıldı, Yalancı tanıklıklarla köşeye sıkıştırıldı. Ama devletsel ölüm makinesi çoktan kaybetmişti: onun sesi bize ulaşıyor, hatta öncesinden de güçlü olarak, tıpkı müzisyenleri çok uzun süren bir açlık grevinden sonra ölen Gurup Yorum’un sesi gibi.
Fransa’da “Free Nûdem Durak” şiarı ile uluslararası bir özgürlük kampanyası açıldı ve bu ses, şimdiden Cezayir’den Amerika Birleşik Devletleri’ne, Fas’tan İsveç’e, Senegal’den Gouadeloupe’a, yankı buluyor. Tanışmadığım Angela Davis’in, bir kez daha tutsak bir kadının ‑bir sanatçının- özgürlüğü için çağrı yaptığını öğreniyorum.
“Şarkıcı gök ve toprağa dönüşür”
Ve onun her şarkısında yeni ve eksiksiz bir deneyim yaşıyor olmaktan hayrete düşüyorum: anlamlarını kavramaya çalıştığım sözcüklerinin, sesinin içine kayıyorum; şimdimi Nûdem’in hikayeleri ve dağ manzaraları ile dolduruyorum. Gelecek, bugün ve geçmiş, onunki, bizimki, benimki, birbirini destekliyor, birbiriyle söyleşiyor, birbirine bağlanıyor.
Yazar John Berger, büyük bir sanatçının söylediği bir şarkıyı yazarken şöyle diyordu: “Artık kıyıda köşede kalmış bütün sessizlikler ve masumiyetler sesle doldurulmuştur, yaşamın mantosu tersyüz edilmiştir, şarkıcı gök ve toprağa dönüşür, geçen zaman ve gelecek zaman tek bir yaşama ait bir şarkıyı mırıldanır”.
Evet işte, benim neslimin direnişi, onunki ile, onlarınki ile buluşuyor, zira artık arkasında kolektif bir destek olmayan politik bir tutsak olamaz. Arkasında direnen bir halk olmaksızın direnen bir birey olamaz. Bu adalet ve eşitlik talebinin, ulusal olduğu kadar evrensel olan; birlikte üzülen birlikte sevinen ve asırlardır koparılamamış ipidir.
Ben uluslararası bir seferberlik sayesinde bir gün özürlüğümü geri aldım, herkesin bu şansı olmalı.
Benim de bu kez başkaları için aynı şeyi yapmak, makinenin karşısında bir kum tanesi olarak diğerleriyle birleşerek çıkıp şu çığlığı duyurmaya çalışmaktan başka çarem yok: “Nûdem Durak ve tüm siyasi tutsaklara özgürlük”.
#FreeNûdemDurak #FreeAllPoliticalPrisoners
Carmen Castillo’nun destek videosunu ve çevirisini burada bulabilirsiniz.
Nudem Durak’ı destekleyebilirsiniz