Kedis­tan yazarların­dan Ercan Jan Aktaş’ın anarşist yayınevi Kaos Çocuk Parkı tarafın­dan geçtiğimiz gün­lerde, yayın­lanan “Git­mek” isim­li romanın­da Fran­sız bil­im insanı Jean-Luc Nan­cy’nin “…git­mek daima bölün­mek­tir” sözü ile bir yol­cu­luk başlıyor.


Türkçe | Français 

Ercan Jan Aktas

Git­mek” kelime­si özel­lik­le de son yıl­lar­da bu kadar çok dil­im­ize düşmüşken, Ercan Jan Aktaş bu romanın­da gidenin patikasını izley­erek, derinden hissedilen bir yürek acısı ile, ade­ta “git­meyin!” diye sesleniyor.

Hikaye, İst­anb­ul Üniver­site­si’nde öğren­ci olan Eren ve Ekin Can’ın aşkı çevresinde örülüy­or. Merkezde bir aşk da olsa, okuyu­cu, kayıp gazete­cil­er, ateşe ver­ilen gazete binaları ve yakılan köy­leri ile bir anda ken­di­ni 1990’ların Türkiye’sinde buluyor.

Eren’in hikayesi, Koç­giri, “o uza­k­ta­ki” köyler­den biri, giden ve bir daha gelmeyen bir dayı figürü üzerinden şekil­lenirken; şehirli olan Ekin Can’in öyküsü, aile­si ve toplum ile çatış­masın­da ken­di­ni bul­ma arayışı ile gelişiy­or. Ve iki gencin yol­ları çakışıyor.

Ekin Can’ın Eren’e mek­tu­pların­da bir aşkın başla­ma, şekil­len­me­sine ve yavaş yavaş hay­atın merkezine otur­ması­na tanık­lık ediy­oruz. Eren’in Ekin Can’a yazdığı mek­tu­plar­da ise, daha çok bir özeleştiri ve sol siyasetin eşcin­sel ilişkiye yak­laşımının gözlem ve eleştir­i­leri­ni görüyoruz.

Eren ve Ekin Can’a eşlik ederken, bir Fran­sız ailenin İst­anb­ul hikayesi ile tanışıy­oruz. Alain’in hüzün­lü hikayesi… Karaköy’ün, Tophane’nin arka sokak­ların­da geziy­oruz onlar­la… Son­ra Jean’ın mek­tu­pları ile Paris sokak­ların­da, Atlantik Pirene’­lerinin etek­lerinde, Bask ülkesinde buluy­oruz kendimizi… Babet, Ger­ard ve Joseph ekleniy­or bu yolculuğa…

Eren ve Ekin Can’ın varoluşlarının güz­er­gahın­da ser­piştirdik­leri beyaz çakıl taşlarını, tek tek elim­ize alarak, adım adım izlediğimiz bu yol­cu­luk, zaman zaman poli­tik tartış­malar­la daha da ger­ilere, ade­ta bir yüzleşme çağrısı ile, 1915’lere kadar gidiyor:

Hay­atı, bil­giyi, sevgiyi, toprağı, aşkı tanı­mak ve bilmek için gidin. Susun ve dinleyin…
Nusay­bin’e gidin.
Amed’i görün.
Bir halk neden hep ‘terörist’ kalır, gidin ve görün.
1915 tar­i­hi Erme­nil­er için ne anla­ma geliy­or, bunu bilme­den bu ülkenin tra­je­disi­ni bilemezseniz.”

Git­mek” aslın­da; ben­im, senin, biz­im. Baş­ka bir ülke ve dünya hay­al­ler­im­ize, kavgamıza ait. Ve hep­imizi Karaköy’ün bir kafesinde çay içm­eye, mola verip düşün­m­eye çağıran bir davetiye…

Bu kitabı satın almak için bu linki izleyebilirsiniz.

 


Ercan Jan Aktaş

Ercan Aktaş

Vic­dan retçisi, yazar, gazete­ci. Şu anda Fransa’da sürgünde bulunuyor.
Kedis­tan’da­ki yazıları­na buradan ulaşabilirsiniz.

 


Vous pouvez utiliser, partager les articles et les traductions de Kedistan en précisant la source et en ajoutant un lien afin de respecter le travail des auteur(e)s et traductrices/teurs. Merci.
Kedistan’ın tüm yayınlarını, yazar ve çevirmenlerin emeğine saygı göstererek, kaynak ve link vererek paylaşabilirisiniz. Teşekkürler.
Ji kerema xwere dema hun nivîsên Kedistanê parve dikin, ji bo rêzgirtina maf û keda nivîskar û wergêr, lînk û navê malperê wek çavkanî diyar bikin. Spas.
You may use and share Kedistan’s articles and translations, specifying the source and adding a link in order to respect the writer(s) and translator(s) work. Thank you.
Por respeto hacia la labor de las autoras y traductoras, puedes utilizar y compartir los artículos y las traducciones de Kedistan citando la fuente y añadiendo el enlace. Gracias.
Potete utilizzare e condividere gli articoli e le traduzioni di Kedistan precisando la fonte e aggiungendo un link, al fine di rispettare il lavoro di autori/autrici e traduttori/traduttrici. Grazie.
KEDISTAN on EmailKEDISTAN on FacebookKEDISTAN on TwitterKEDISTAN on Youtube
KEDISTAN
Le petit mag­a­zine qui ne se laisse pas caress­er dans le sens du poil.