Gar­cia Reyes cad­desinde, bir köpek umut­suz­ca evin­den çık­maya çalışır. Kapıyı tır­malar. Beş kedi ve üç köpeğin koruyu­cusu Lady Mary, kapı eşiğinde dışarı çık­mayı bekleyen siyah köpeğin boy­nun­da­ki kır­mızı fuları düzeltir, onun kara başı­na haç çıkartıp, alnın­dan öper. Bu kısa ritüelden son­ra Mary kapıyı açar ve siyahı sokağa uğurlar. Kır­mızı fular­lı kara köpek, bir dürtü tarafın­dan yön­lendirilen biy­olo­jik bir ihtiyaçla, polisin ve protestoc­u­ların yüz yüze geldik­leri savaş hat­tı­na ulaş­mak üzere Alameda’ya doğru ilerler.

Matapacos

Mat­a­pa­cos ve annesi Mary

Bir kuşağın arkadaşı ve sadık can yodaşı: Siyah Matapacos

Herkes onu Merkez Üniver­site­si’n­den, San­ti­a­go de Chile Üniver­site­si’n­den (Usach), Met­ro­pol­i­tan Teknik Üniver­site­si’n­den (UTEM) tanıy­or­du. O San­ti­a­go sokak­ların­da “Başı­na buyruk bir fahişey­di”. Yürüyüşler sırasın­da yüz bin­lerce öğrencinin ayak­ları arasın­da dolaştı ve baskıya öncülük etti. Kuşkusuz hiç kimse, onun San­ti­ago’­nun ve ülkenin 2011 ‑2012 ‑2013 yıl­ların­da­ki özgür eğitim mücade­lesinin “dansı“nda tüm bir nes­lin sim­ge­si ola­bile­ceği­ni düşünmemişti.

Adı “polis yiyen” anlamı­na gelen Mat­a­pa­cos, bir­d­en fazla evi olması­na rağ­men, gençliğe ve sokak köpekler­ine sunacak gele­ceği olmayan bir sis­teme karşı isyⒶn’ın sem­bolü olmuş­tu. “Kader­im­izin seyri­ni ken­di eller­im­ize ala­bile­ceğimizi his­set­tiğimiz anlar­da yarat­tığı sem­pati, ener­ji ve has­sasiyeti­ni nasıl unutu­ruz. Her şeyi yap­maya istek­li yüzbin­lerce insan varken, bir yıl kay­bet­mek, polis şid­de­ti ile yüzleşmek, büyük fedakar­lık­lar yap­mak. Ve onu ora­da, cephede, böyle derin bir öfkenin ifade­siyle, “siyah Mat­a­pa­cos” olarak tanı­mak… Bin­lerce insanın arasın­da o kadar çok kez yürüdü ki, içimiz­den biri oldu. O, onun yoldaşları olan herkesin kalp­lerinde sil­in­mez ola­cak­tır.” Bu neden­le, bu eşsiz can yoldaşının çeşitli gir­işim­lerde ölüm­sü­zleştir­ilmeme­si düşünüle­mez­di. Ve nitekim onun hikayesi­ni Uni­ver­si­dad San­to Tomás öğren­ci­leri tarafın­dan yapılan bir belge­selde, Gazete­ci­lik Oku­lu duvarın­da yada Şili Üniver­site­si Öğren­ci grubu “12 Bril­los” üyeleri tarafın­dan (Açık Hava Müze­si) boy­an­mış duvar resminde görmek mümkün ola­cak­tı. San­to Tomás Viña del Mar 2013 Festivali’de “Mat­a­pa­co” en iyi belge­sel olarak seçildi.

Mat­a­pa­cos, fark­lı üniver­site mekan­ların­da ve San­ti­ago’­nun sokak­ların­da bulun­ması nedeniyle bir “fahişe” olarak görülürken, 2009 yılın­da onu kab­ul eden, besleyen, ikamet­gahın­da onun için bir yatağı olan María Cam­pos’un bakımı altın­day­dı. Birçok medya, 2010 ve 2012 yıl­ları arasın­da Yunanistan’­da­ki protesto­lar sırasın­da ünlü olan köpek Lukanikos’a ben­z­er­liği nedeniyle ona “Şili’nin Loukanikos’u” adını vermişti.

loukanikos matapacos

Loukanikos & Matapacos

Matapacos’un Şili dışına taşan etkisi

2019 Kasım ayı başın­da, New York metro ista­sy­onu Hoyt-Scher­mer­horn’a gelen yak­laşık bin genç, turnikel­er­den büyük bir atla­ma yap­tı. Bu protesto gös­ter­isi sırasın­da ista­syon­da­ki Mat­a­pa­cos çıkart­maları dikkat çek­ti. Gös­teri, genç bir Afro-Amerikalı çocuğun, ücre­ti­ni ödemediği iddi­asının ardın­dan bir ara­banın içinde şid­detli polis baskısı­na maruz kalmasının ardın­dan gerçek­leşti. Hareketi yöneten­ler, New York polisi tarafın­dan yayılan ırkçılığı suçladı. Sonuç olarak bu gös­teriyi tetikleyen gerçek, Şil­i’de­ki sosyal pat­la­maya yol açan devasa kaçışların etk­isiyle oluşmuştu.

matapacos

New York eylemi…

Bir Baş­ka örnek ise, Japonya’nın başkentinde yaşan­mak­tay­dı. Toky­o’­da­ki Shibuya demiry­olu ve oto­büs ista­sy­onunun 8 numar­alı çıkışın­da Bulu­nan Hachiko heyke­li, ülkede yaşayan bir grup Şilili tarafın­dan sosyal mücade­leyi destek­le­mek için kır­mızı bir eşarpla deko­re edilmişti…

matapacos

Tokyo, Hachiko heyke­linde, Mat­a­pa­cos’a selam.

Matapacos’un yaşama savaşı ve ölümü

Şili’nin savaşçı Siyah Matapacos’un zor­lu yaşamı boyun­ca cid­di olarak yara­landığı en az iki olay vardı: Utem’de baş­ka bir köpekle kav­ga etti ve baş­ka bir zaman bir polis aracı tarafın­dan ezil­di. Tedavi gördü.

Siyah Mat­a­pa­cos, 26 Ağus­tos 2017’de (vet­er­iner­lik per­son­eli ve bakıcılarının yap­tık­ları açık­la­maya göre) yaşlılık nedeniyle öldü.
Çeşitli kay­naklar, ölümün­den son­ra Matapacos’un geride “6 fark­lı orospuy­la 32 yavru” bırak­tığını belirtti.

San­ti­a­go üniver­site­si psikolo­ji bölümü asis­tanı Jorge Castillo’ya göre ; “Siyah Mat­a­pa­cos’un gördüğü ilgi, yeni nesiller tarafın­dan sosyal vatan­daşlığı anla­manın yeni bir yol­u­nun, daha fazla moti­vasy­ona sahip olan figür­leri­ni “sosyal mücade­lenin tem­sil­cisi” olarak öne çıkar­malarını” sağladı. Süre­sine ve yük­sek düzeyde vatan­daş katılımı­na ek olarak, bu sosyal sefer­ber­liğin çarpıcı temaların­dan biri de kendil­iğin­den doğan “acephalous (başsız, lid­er­siz) koor­di­nasy­onu oldu. Bu, bu tür mobi­liza­sy­on­ların (veya her­han­gi bir bileşeninin) tem­sil edilebilir­liğine atfedilen veya atfedilebile­cek bir örnek veya sosyal aktör olmadığı gerçeği­ni vur­gu­lar. Bu hoşnut­suz vatan­daşın ve sosyal tale­p­lerinin sözcüsü olarak görü­nen sosyal durum­da, bir sosyal lid­er ya da siyasi par­ti­lerin tem­sil­cisi hiçbir aktör yoktur”.

matapacos

Prov­i­den­ci­a’­da Plaza a la Aviación mey­danın­da “Negro Mat­a­pa­cos” heykeli.

Buna açık kanıt olarak 2014 yılın­da Şili’de yapılan bir anket çalış­masını aktaralım şim­di de…

Şil­i’de­ki UNDP İns­ani Gelişme Raporu çerçevesinde, insan­lar­dan şu anda­ki ya da geçmişte­ki ulusal ya da ulus­lararası bir lid­er ya da halk figürü tanımı yap­maları isten­di. Soru­nun tem­atik açıl­ması­na rağ­men, danışılan­ların %45’i kim­s­eye isim ver­me­di. Şil­i’nin (ya da dünyanın bütün ülkelerinde­ki “devlet otorite”lerinin yarat­tığı “güve­nilmez” nihai sonuç olarak) duygu, düşünce ve istek­leri­ni tem­sil ede­cek biri­ni bul­mak­ta zor­lanan Şili’liler bazı lid­er­lere, sosyal veya poli­tik aktör­lere atıf­ta bulunul­duğun­da, gele­cek­te­ki eylem­lerinden dolayı hay­al kırık­lığı­na uğra­ma olasılığının yük­sek olmasıy­la karşı karşıya kaldık­ların­da, kendi­leri­ni duygu — düşün­me — istek­lerinin tem­sil­cisi olarak sun­maya çalışan her­han­gi bir kamusal figüre karşı şüphe­ci veya güven­siz olma eğil­i­mindey­dil­er. Bu yak­laşım şu strate­ji gibi ifadel­erde belir­gin­di, “şükür­ler olsun ki ona hiç inan­madım, neyse ki.”

Yani sorun, esas olarak toplum­sal boyut­ta bütün insan toplu­luk­larının özgür duygu ve düşün­me istek­lerinin önünde engel teşk­il eden bütün gelenek­sel sol ve sağ otorit­er yapılara karşı oluşan hak­lı güven­si­z­lik­ten (“isyⒶn“dan) kay­naklan­mak­tay­dı. Dolayısıy­la Şili’de (ve Latin Amerika’da) ya da dünyanın bütün ülke devlet­lerinde, Neo-Lib­er­al­izmin yarat­tığı büyük bir ekolo­jik sosyal kıskaç yaşayan halk­lar, ken­di kendi­ler­ine yarat­tık­ları alter­natif bir duygu ve düşünce sil­sile­sine sahip­ti. Yani birey­sel ya da kollek­tif olarak ortak­laştık­ları; ken­di ken­di­ni örgütle­m­eye, ken­di ken­di­ni yönet­m­eye day­alı yeni duygu ve düşünce biçimlerine,“otonom” eyleme biçim­ler­ine yönelmekteydiler.

Tekrar Siyah Matapacos’a dönecek olur­sak, popüler bir bil­gi kay­nağı olarak köpekler, “efendi­ler­ine” iyi ve kötü olarak eşlik ederek; maruz kaldık­ları her­han­gi bir zor­luk veya saldırı karşısın­da onları savu­narak karak­ter­ize edilir­ler. “İhanet etmeden ya da karşılığın­da bir şey isteme­den. Bu özel­lik­ler, her­han­gi bir­im­iz gibi, yürüy­erek sorun­ları tem­sil eden ve halk­tan olan, her tür­lü elitlere ait olmayan, bir quiltro’ya (ırkı olmayan köpek) atıf­ta bulun­duğu­muz­da güçlenir. Bu neden­le Mat­a­pa­cos, her­han­gi bir ayrı­calık­tan zevk almaz. Dahası o yal­nız­ca bir sokağa sahip olarak, bugün Şil­i’de yaşa­manın ne kadar zor olduğu ve insan­ların ihtiyaç duy­duğu ve iste­diği derin bir yaşam ve gerçek­lik bil­gisi­ni sem­bolize eder.”

Evet, Mat­a­pa­cos, Santiago’daki sokak yürüyüş­ler­ine ve öğren­cilere eşlik eden kamu protesto­ları­na katılan ve polis kuvvet­ler­ine karşı saldır­gan olmasıy­la bili­nen özel bir quil­tro idi. Bur­dan hareke­tle şu hak­lı soruyu sor­mak çok yerinde ola­cak­tır: Siyah Mat­a­pa­cos’un tem­sil ettiği tüm bu nite­lik­leri bugünün sözde sosyal siyasal lid­er­lerinin kaç ta kaçın­da bulabiliriz? 

Siyah Matapacos’u, yeni nesiller tarafın­dan sosyal vatan­daşlığı anla­manın yeni bir yolu olarak, daha fazla moti­vasy­ona sahip fenomen bir figür olarak, sosyal mücade­lenin tem­sil­cisi olarak öne çıkaran asıl şey, hay­van­ların duyarlı var­lık­lar olarak çocuk, genç ve yetişkin birey­lerin yanın­da, onlara ve yaşam­ları­na duyarlı var­lık­lar olmaların­dan ileri gelmek­tey­di. Özel­lik­le gençlerde veje­taryen ve veg­an kültürünün genişleme­si gibi sosyal neden­ler bu fenomenin yarat­tığı yüzleş­menin bir sonu­cud­ur. Vatan­daşın çıkar­larını gerçek­ten tem­sil etmek­le ilgile­nen sosyal aktör­lerin, siyasi par­ti­lerin veya sosyal lid­er­lerin, sosyal hareketin ve siyah Mat­a­pa­cos figürünün açık mesajını anladığı ancak geçen zaman içinde bu mesajları nasıl asim­i­le ettiği de unutulmamalıdır.

Derken, 2019’da Mat­a­pa­cos ruhu­nun bütün bu toplum­sal mesajları sis­tem içinde asim­i­le eden­lere ve devletin bit­meyen şid­de­tine ve sömürüsüne karşı, uzun soluk­lu yeni bir isyanın potan­siyel öfkesi­ni ve karar­lılığını kuşan­mış olarak geri döndüğüne (Ekim, Kasım, Aralık 2019) ve bugün­leri yeni bir isyⒶn sefer­ber­liği ile mobi­lize ettiğine tanık olmaktayız.

Şili: “Sadece Marx olmadığını biliyorum. Daha çok Bakunin’e benziyor.”

Bugün Şili’nin dört bir yanını saran bu büyük isyan’ın bileşen­leri olan orga­ni­za­sy­on­lar; kolek­ti­fler, meclisler ve koor­di­nasy­on­lar, yataylık zamanınının ken­di ken­di­ni örgütleyen ve yenileyen dinamiz­mi olarak karşımıza çık­mak­ta. Dolayısıy­la bu dur­du­ru­la­mayan olağanüstü kalkış­manın temel­lerinin esas olarak Pinochet dik­tatör­lüğü son­rasın­da­ki sözde demokrasiye dön­meden çok önce, pobladores yani küçük fakir aile çiftçi­leri, öğren­cil­er, işçil­er, ev hanım­ları, çocuk­lar ve genç­lerin dahil olduğu “doğal bir sosyal sözleşme” ile atıldığını söyle­mek yan­lış olmaz sanırım.

Öte yan­dan Şili’deki mev­cut siyasi duru­ma bak­tığımız­da sadece siyasi par­til­er düzeyinde, kendi­lerinden baş­ka kim­seyi içer­meyen bir sosyal anlaş­ma olduğunu görmek­tey­iz. Sis­tem içi işley­işe fay­da sağlayan ama Şili halk­larının gerçek duygu ve istem­leri­ni tem­sil etmeyen bu “sosyal anlaş­ma “ bugün bir “partitokrasi”ye dönüşmüş durum­da. Şili’li anarşist grup “Ger­mi­nal” bu par­ti­tokrasiyi şöyle açık­lıy­or: “Sek­sen­lerin son­ların­da, Pinochet son­rası doğan­ların bir par­ti­tokrasi olduğunu söyledik, çünkü tem­sil etmek veya tem­sil edilmek için tanı­nan ve yetk­ili olan tek yol siyasi par­til­er aracılığıy­la yapıldı”.

Gelinen isyⒶn aralığında

Piñera hükümeti, baskının toplum­sal hareketi boz­ma başarısı­zlığıy­la karşı karşıya kalırken, kabi­nesi­ni değiştir­erek ve yeni bir anayasanın hazır­lanacağı­na dair söz ver­erek küçük adım­lar attı, ancak iKTi­DARI pay­laşan çevrelerin isteği ve desteğiyle sosyal krize neden olan kurum­ların reji­mi­ni sürdürm­eye devam etmektedir.

Dahası, bir süre önce Piñera tarafın­dan oluş­tu­ru­lan “sosyal pakt”, toplum­sal hareket­lerin dile getirdiği, bin­lerce siyasi tutuk­lu­nun serbest bırakıl­ması, güven­lik güç­leri tarafın­dan işle­nen cinayetler­den, yaralan­malar­dan ve diğer insan hak­ları ihlal­lerinden sorum­lu olan­ların, özgür ve ege­men bir Kuru­cu Meclis talebiyle yargılan­ması tale­p­leri­ni de reddetmişti.

Devletin toplum­sal müza­k­ereleri bu şek­ilde oyala­ması, Pinochet dik­tatör­lüğün­den beri devam eden baskıcı oli­garşik ikti­darın; baş­ta silahlı kuvvetler, polis, kilisel­er ve ekonomik gücü elin­den bulun­duran diğer bileşen­lerin “dokunul­maz” çıkar­ların­dan kay­naklan­mak­tadır. Şili’deki sosyal isyanın kesin olarak ner­eye vara­cağını kestirmek su an için bel­li olmasa da, ortaokul öğren­ci­lerinin başlat­tığı ve bütün toplum­sal dinamik­leri hareke­tle geçiren ekolo­jik sosyal sorun­ların çözüm­süz kalması„isyAn hareke­tinin daha da büyüy­erek ve şid­detlenerek devam ede­ceği­ni göstermekte.

Nitekim bunun en açık ifadeleri­ni ACES-Asam­blea Coor­di­nado­ra de Estu­di­antes Secun­dar­ios (ortaöğre­tim öğren­ci­lerinin Koor­di­nasy­on Meclisi) sözcüsünün yap­tığı açık­la­madan da anlıy­oruz. ACES’in Piñera hüküme­tinin bir oyala­ma strate­jisi olarak gün­dem­ine aldığı “reform paketi“ni şöyle değer­lendiriy­or­du: “Kurum­sal­lık tama­men kusurlu. Ölü­ler­im­izin kanı üzerinde pazarlık yap­mak için otur­du­lar, siyasi mahkum­lar­dan söz edilme­di, Piñer­a’nın ceza davasın­dan söz edilme­di, kur­ban­lara tazmi­nat ya da acil tale­pler söz konusu değil­di… Kim olduk­larını gayet iyi anladık…”

Matapacos’un hikayesiyle başlayıp Şili isyanının dinamik­ler­ine uzanan bu yazıyı şimdi­lik ken­di sınır­larını daha fazla zor­la­madan bura­da nok­ta­larken, Şili’de, Yunanistan’da ve pek çok isyⒶnın sosyal dinamiğinde görülen devlet baskısı­na karşı harekete geçen toplu­luk­ları özgün bir unsur olarak motive eden Loukanikos ve Mat­a­pa­cos gibi fenomen­lerin 21. yüzyıl­da devlete ve ve her tür­den otorit­eye karşı gelişen ayak­lan­malar­da nasıl bir sem­bol haline geldiği­ni bir insan­lık der­si olarak hafızalarımıza kazımış olduk.


Vous pouvez utiliser, partager les articles et les traductions de Kedistan en précisant la source et en ajoutant un lien afin de respecter le travail des auteur(e)s et traductrices/teurs. Merci.
Kedistan’ın tüm yayınlarını, yazar ve çevirmenlerin emeğine saygı göstererek, kaynak ve link vererek paylaşabilirisiniz. Teşekkürler.
Ji kerema xwere dema hun nivîsên Kedistanê parve dikin, ji bo rêzgirtina maf û keda nivîskar û wergêr, lînk û navê malperê wek çavkanî diyar bikin. Spas.
You may use and share Kedistan’s articles and translations, specifying the source and adding a link in order to respect the writer(s) and translator(s) work. Thank you.
Por respeto hacia la labor de las autoras y traductoras, puedes utilizar y compartir los artículos y las traducciones de Kedistan citando la fuente y añadiendo el enlace. Gracias.
Sadık Çelik on EmailSadık Çelik on Facebook
Sadık Çelik
REDACTION | Journaliste 
Pho­tographe activiste, lib­er­taire, habi­tant de la ZAD Nddl et d’ailleurs. Aktivist fotoğrafçı, lib­ert­er, Notre Dame de Lan­des otonom ZAD böl­gesinde yaşıy­or, ve diğer otonom bölge ve mekan­lar­da bulunuyor.