Yaşadığımız büyük ekokırım aralığı­da bu iki ülke devle­tinin biyos­fer sicili oldukça kabarık bir tar­ih­sel­liğe dayan­mak­ta. Eko sis­temin kap­sama alanını oluş­tu­ran bütün kıta­lar­da insanın yeryüzüne hakim olma hırsıy­la başlat­tığı yağ­ma ve talancılıkta; yüzyıl­lardır insanın emeği de dahil, yer­altı ve yerüstü kay­naklarının hukuk­suz ve sınırsız bir “endüstri uygar­lığı” adı­na tüketilmesinde bu iki sömürge­ci kap­i­tal­ist devlet impara­tor­luğu­nun bugüne uzanan çok özel bir payı var. Yani “geze­geni kim bu hale getir­di?” sorusu­nun cev­abın­da bu iki hay­dut endüstri impara­tor­luğu­nun mil­i­tarist teknolo­jilere day­alı “yok etme” savaşları var.

Petrol savaşları” olarak da ifade ede­bile­ceğimiz bu savaşların günümüzde­ki en görünür kur­maylığın­da (Ameri­ka Bir­leşik Devlet­leri ve Fed­er­al Almanya’yı ve hat­ta Rusya ve Çin devlet­leri­ni de eklemeliy­im) hep bu devlet hay­dut­larının par­mak izi var. Ancak bu pet­role day­alı savaş endüstrisi bugün nihayet bir paradok­sa toslamış bulunuy­or. Geze­genin fos­il yakıt­ları yani petrol kay­nakları hem bitme nok­tası­na gel­di hem de kap­i­tal­ist endüstrinin sınırsız ve gele­cek kaygısı olmak­sızın kul­lanım alan­larıy­la geze­gen­i­mizin yaşam döngüsünü son sınırı­na getir­miş oldu. Ve bu son yaşam sınırın­da bile kap­i­tal­izm hala yaşamı hiçe say­mayı sürdürüy­or. Yeryüzü baş­ta petrol ve su kay­nakları olmak üzere bu hay­dut­ların çıkar savaşlarıy­la dövülm­eye, örse­len­m­eye devam ediy­or. Sonu­ca gelirsem, Fransa ve İngiltere’deki bir­birinden fark­lı bir­birine karşıt iki sokak hareke­tinin ekolo­jik sosyal ekonomik poli­tik yön­leri­ni anla­mak ve ayrıştır­mak için yukar­da sıral­adığım hay­dut­luğun tar­ih­sel­liğine bak­mak gerekir önce…

Fransa’­da­ki “Sarı Yeleklil­er” hareketi, içerdiği ekonomik sosyal sorun­lar­dan çok, mil­liyetçi ve ırkçı faşist par­ti­lerin manipüle ettiği bir ikti­dar dalaşı olarak ceryan etmek­te. Ben bunu biraz Ukray­na’­da­ki “May D’au” hareke­tine ben­zetiy­o­rum. Ki bu da ken­di sosyal dinamik­lerinden çok AB hay­dut devlet­lerinin faşist par­ti ve gru­pları Rusya’nın kokuş­muş güdüm­lü ikti­darının yarat­tığı ekonomik ve sosyal kriz­den, yeni bir pazar alanı yarat­mak için yarar­lan­mak amacıy­la manipüle ettiği bir kalkış­madır. Nitekim bu kalkış­ma sürecinin başların­da yer alan anarşist gru­plar daha son­ra yap­tık­ları açık­la­ma­da hareketin gerçek muhtevasının manipüle edil­erek değiştir­ildiği­ni açık­la­yarak fark­lı bir tutum aldılar. Fransa’­da yaşanan da ben­z­er bir durum aslın­da. O neden­le anarşistler bu son derece ekonomik talepli ve son derece eko­sis­tem karşıtı manipülatif harekete mesafe­li ve temkin­li yaklaşmaktalar.

Yokolus Isyani

Kısacası Fransa’­da­ki “Sarı Yeleklil­er” hareketi, içerdiği ekolo­jik sosyal paradok­stan çok, esas olarak mil­liyetçi ve faşist par­ti­lerin sis­tem içi bir ikti­dar dalaşıdır. İngiltere’deki “Yokoluş İsyanı” ise doğru­dan eko­sis­te­mi mahve­den kap­i­tal­iz­mi hedef alan ve pek çok kes­i­mi kap­sayan bir sosyal hareketi niteliği taşı­mak­ta. Bu yanıy­la Fransa’­da­ki “Sarı Yeleklil­er” hareke­tine kıyasla daha doğru hede­fleri ve dinamik­leri olan bir hareket. Bence bu hareketin küre­sel düzeyde daha yaygın ve süreklil­iği olan bir dinamizm­le devam ettir­ilme­si gerekiy­or. Özel­lik­le Brezilya’nın eko­sis­tem karşıtı yeni devlet başkan Bol­sonaro ile bir­lik­te Ama­zon ülkelerinin tamamını tehdit eden ekokırım sürecine karşı “doğru­dan yaşam savun­ma eşgüdümü” oluş­tur­mak gerekiyor.

Bugün hala mev­cut ekolo­jik çöküş karşısın­da hayrete düşen, inkar eden, felaketi görmek iste­meyen “Evet, felaketler var, ama yine de onlar­dan kaçın­abil­i­riz” diyen­lerin tal­ih­siz var­lığını düşünerek, daha çok birey­sel — grup­sal çabaya ve dayanış­ma deney­ime ihtiy­acımız olduğunu anlıy­oruz. Bunun için de, baş­ta Ama­zon ülkeleri halk­larının yer­el direniş­leri olmak üzere, Fransa ZAD hareketi, Almanya Ham­bach orman direnişi, Patagonya Mapuche hareketi, Mek­si­ka Chi­a­pas otono­mu, Roja­va otono­mu özgür­lükçü ekolo­ji deneyi, Amerikan yerlileri, Dako­ta su koruyu­cu­ları hareketi Stand­ing Rock, Türkiye’de Alakır ve Kaz­dağları Kardeşliği, İst­anb­ul Kuzey orman­ları savun­ması, Der­sim-Mun­zur Hasankeyf ve Karad­eniz ekolo­ji hareket­leri gibi dünyanın pek çok yerinde­ki irili ufak­lı bütün yaşam savunucu­larını bir araya getire­cek bir “Küre­sel direniş ve yaşam koor­di­nasy­onu” oluş­tur­mak gerekiy­or. Hem de aciliyetle…

Bur­dan hareke­tle, son bir uyarı notu olarak bir şey daha ekle­mem gerekiy­or. Geze­gen­i­mizde­ki insan merke­zli olağanüstü tahri­b­atımı­zla, iklim periy­o­dun­da­ki vahim sonuçlara neden olan nük­leer den­emel­er, savaşlar, orman ve tarım alan­ların­da ve kent yaşamın­da mod­ern uygar­lığımız adı­na işlediğimiz biy­olo­jik, genetik, teknolo­jik bütün endüstriyel suçlarımı­zla, nihayet o büyük “yok oluş” aşa­masının eşiğine gelmiş bulunuy­oruz. İronik bir ifadeyle, yer yeryüzünde doy­mak bilmez bir hırsla sürdürdüğümüz “fetih yol­cu­luğu­muzun” son durağın­dayız artık. Can çek­işen bir geze­geni fethet­tik sonun­da. Far­ket­tiniz mi? Bel­ki küçük bir bölümünüz… İşte asıl felaket!… Tıp­kı o bütün (hava, su, toprak, orman, hay­van…) dost bileşen­ler­im­i­zle bir ara­da UYUM içindeyken sırt çevirdiğimiz ekolo­jik dünyamız­dan uza­k­laştığımızı, yabancılaştığımızı far­ketmediğimiz gibi, bu son felaketi de far­ketmeden, ya da önemseme­den “bize, yani “yeryüzünün efendi­ler­ine” bir şey olmaz” diye ahmakça ken­di­ni avu­tan mily­on­lar­ca türümüz var bu yeryüzünde. Peki bu durum­da ne ola­cak bu insan­lığımızın hali? Sanırım bu soru­nun cev­abı mev­cut sis­tem­le olan yüzlerce yıl­lık zehirli kan bağım­lılığını terk edip etmemek­le mümkün olacak.

hambach


Vous pouvez utiliser, partager les articles et les traductions de Kedistan en précisant la source et en ajoutant un lien afin de respecter le travail des auteur(e)s et traductrices/teurs. Merci.
Kedistan’ın tüm yayınlarını, yazar ve çevirmenlerin emeğine saygı göstererek, kaynak ve link vererek paylaşabilirisiniz. Teşekkürler.
Ji kerema xwere dema hun nivîsên Kedistanê parve dikin, ji bo rêzgirtina maf û keda nivîskar û wergêr, lînk û navê malperê wek çavkanî diyar bikin. Spas.
You may use and share Kedistan’s articles and translations, specifying the source and adding a link in order to respect the writer(s) and translator(s) work. Thank you.
Por respeto hacia la labor de las autoras y traductoras, puedes utilizar y compartir los artículos y las traducciones de Kedistan citando la fuente y añadiendo el enlace. Gracias.
Sadık Çelik on EmailSadık Çelik on Facebook
Sadık Çelik
REDACTION | Journaliste 
Pho­tographe activiste, lib­er­taire, habi­tant de la ZAD Nddl et d’ailleurs. Aktivist fotoğrafçı, lib­ert­er, Notre Dame de Lan­des otonom ZAD böl­gesinde yaşıy­or, ve diğer otonom bölge ve mekan­lar­da bulunuyor.