Der­sim’de gün­lerdir süren yangın, pek çok açı­dan ekolo­jik-sosyal bir vic­dan sorgu­la­ması yarat­tı. Baş­ta Der­simlil­er olmak üzere yangını, kap­sama alanı dışın­da seyreyleyen bütün toplum­sal gru­plar (ki bun­ların içinde iddi­alı çevre­ci ve ekolo­ji gru­pları da vardır) bir vic­dan tutul­ması yaşa­mak­ta­lar. Ancak bun­ların içinde yangı­na karşı en yüzkızartıcı olan vaka Green­peace’in­ki oldu.

Bir Green­peace üye­si, ken­di­sine, “Der­sim yanıy­or, birşeyler yapalım” diyen bir aktiviste, “Tunceli’de­ki siyasi olay­lara karış­mak istemiy­oruz” yanıtını vermiş.

Dersim

Buna Green­Pes! diyorum…
Bu “çevre­ci” grubun kap­sama alanı­na Der­sim çevre­si hiç bir zaman dahil olmadı zat­en. Poli­tikaya karışıp karış­ma­ma ya da bir poli­tikayı onay­layıp onay­la­ma­ma elbet­te­ki kişisel bir ter­cih. Kişisel olarak bende orada­ki devlet poli­tikalarını ve gelenekçi otorit­er sol poli­tikaları ve bu poli­tikaların yarat­tığı saç­malık­ları, Der­sim toprağını, insanını ve hay­vanını hır­palayan bütün anti-eko sosyal poli­tik halt­ları son de rece yüz kızartıcı bulmaktayım.

Ancak eko­sis­tem­le ilişkimiz bütün bu ayırdedi­ci, can yakıcı sorun­lara karşı takındığımız tavır ve tutum­larımız­dan çok daha önce­lik­li bir yer tut­mak­ta. Çünkü eko­sis­tem bütün var­lık­lar için hava, su ve güneşle yaşam bulan hay­ati bir alan ve ancak bu alan­da­ki yaşa­ma önceliği­ni ken­di eks­eninde, merkezinde toplayan “insan”, ken­disinin de dahil olduğu “yeryüzü bileşenleri“ne ihanet etmek­te sınır tanımıy­or. Bu gözü dön­müş ayrı­calık hırsı, artık geri dönülmez bir nok­taya doğru hızla ilerlemektedir.

Bunu gören, hisseden ve bu insan felake­tinin önüne geçmek için çaba har­cayan yeryüzü dost­ları büyük bir hay­atı sorum­lu­luk taşıy­or­lar. Dolayısıy­la bugün Der­sim’de yaşanan yangı­na müde­hale etmek için devletin ve ben­z­er türev­lerinin ken­di araların­da­ki ikti­dar ve güç’e day­alı dalaş­maları, yer yüzü dost­larının çek­ince bahane­si ola­maz. Öte yan­dan bir diğer anlaşıl­maz durum da, par­la­men­to­da­ki HDP ve CHP bölge mil­letvekil­lerinin yangının başın­dan beri icazet ve tatil havasın­dan çık­ma­malarıdır. Yangını söndüren bir avuç insanın çabalarının üzer­ine yangının sonun­da gelip dost­lar alışver­işte görsün havasın­da açık­la­ma yap­maları da son derece klasik Türkiye tipi poli­tikacılık­tan fark­lı değil­di… HDP’nin tut­sak başkanı Sela­hat­tin Demir­taş’ı bir poli­tikacı olarak tasvip etmesem de, onun son dönem HDP yöne­timine yöne­lik eleştir­i­lerinin gerçek ve hak­lı bir payı olduğunu söylemeliy­im. Ya CHP Elazığ mil­letvek­ili Gürsel Erol’un Twit­ter’­den yap­tığı vali eşliğin­de­ki pişkin­liğine ve çarpıt­ması­na ne demeli?

Dersim

Bu vahim insan­lık duru­mu, kuşkusuz ken­di eks­eninde daha pek çok kere tartış­ma konusu ola­cak­tır. Ancak bu yangın­da konuşu­la­cak bir baş­ka şey daha var. Ora­da o yangın diyarın­da ellerinde­ki tır­mık­ları ve vic­dan­ları dışın­da hiç bir şey­leri olmayan bir avuç kadın ve erkek Der­sim sev­dalısının yangı­na karşı olağanüstü sabır­la ve moralle, ironik espril­er­le yürüt­tük­leri yangın­savarlık…

Bu deneyin bir baş­ka açı­dan yangın­lara karşı yeni bir yaşam savun­ması olarak tartışa­cağını düşünüy­o­rum.  Ancak hemen belirtey­im ki, bu tartış­malar­dan hiç haz etmeye­cek olan­lar, yani Der­sim’in ekolo­jik ve sosyal dokusunu bozan bütün o gelenekçi sol otorit­er kast, bu ken­di ken­di­ni yöneten, lid­er­siz, şef­siz, hiy­er­arşik olmayan, demokratik ve kollek­tif orga­ni­za­sy­on­lar fikrine hid­de­tle karşı çıka­cak, ve her zaman olduğu gibi, bu fikri de sabote etmeyi tasar­lay­a­cak­lardır. Fakat şu var ki, bu son yangın onların bu hid­de­tine mahal ver­meye­cek der­sler­le doludur. Bu yangın devletin Der­sim özelin­de­ki tahakkümüne dolaylı ve sesizce ortak olan bütün bu “sol” kes­im­ler için de ibret veri­ci bir vic­dan sınavı olmuş­tur. Ne der­sek diye­lim, bu yangının kül­lerinden doğa­cak olan (eğer ki bu kes­im­ler bu doğa­cak olanı da mahvet­me­zlerse) Der­sim’in bir avuç da olsalar, gerçek vic­dan­per­ver­leri olacaktır.

Fer­hat Tunç Face­book

Evet, tekrar başa dön­ersek, kollek­tif ve özgür­lükçü bir ruh­la bir araya gelen YANGINSAVARLAR, Der­simin ekolo­jik sosyal dokusu­nun korun­ması mücade­lesinin de önünü aça­cak­tır. Sürek­li devlet yangın­larıy­la kuşatılan, hır­palanan, otorit­er ve prag­matik kastçi sol anlayışlar­la ayrıştırılan yal­nı­zlaştırılan bir diyar­da böyle­si bir eko-sosyal dayanış­madan baş­ka bir direnç odağı da mümkün görünmüyor.

Gönül ister­di ki bütün Der­simlil­er fark­lılık­ları­na ve olanaksı­zlık­ları­na rağ­men bu yaşam toprağının korun­ması için olağanüstü bir çabay­la bir araya gelen o bir avuç vic­danın etrafın­da kenetlenebilsel­er­di. Ama ne yazık ki, böyle olmadı. Kendim de dahil, bu yüz kızartıcı tar­ih­sel yangını ahlar vahlar eşliğinde izle­mek­ten öteye geçemedik. Bu ara­da Der­sim’in asi kızı Neval Tuğrul’un ve Der­sim baro başkanı Barış Yıldırım’ın kişisel ve kurum­sal çabalarını da belirtmeden geçmemeliy­im. Ancak Der­sim yangının­da­ki esas emek­tar­lar, (küçük çaplı kimi ego kusurları bir tarafa) bütün yet­me­z­lik­ler­ine rağ­men kendi­leri­ni ateşe atan o bir avuç Der­sim­li yangın­savardır. Yangın­dan son­ra lüt­fen gelen, gelip de yanıp giden ağaçların, bitk­i­lerin ve hay­van can­ların kül­leri üzerinde poz veren bütün o ismi lazım değil­lerin kör, ve sağır vic­dan­ları­na ve yangını ahlar­la vahlar­la izle­mek­le yeti­nen bizlere Sey­it Rıza­’nın o tar­i­hi söz­lerinden bir uyarla­ma ile gön­derme yapalım; “bu da bize dert olsun”.

Ki, baş­ka bir Der­sim için günahlarımız­dan arın­abile­ceğimiz o büyük vic­danın etrafın­da bir araya gelebilelim.

Sev­gi dostluk ve dayanış­ma ile.

dersim yangin


Vous pouvez utiliser, partager les articles et les traductions de Kedistan en précisant la source et en ajoutant un lien afin de respecter le travail des auteur(e)s et traductrices/teurs. Merci.
Kedistan’ın tüm yayınlarını, yazar ve çevirmenlerin emeğine saygı göstererek, kaynak ve link vererek paylaşabilirisiniz. Teşekkürler.
Kerema xwe dema hun nivîsên Kedistanê parve dikin, ji bo rêzgirtina maf û keda nivîskar û wergêr, lînk û navê malperê wek çavkanî diyar bikin. Spas.
You may use and share Kedistan’s articles and translations, specifying the source and adding a link in order to respect the writer(s) and translator(s) work. Thank you.
Sadık Çelik on EmailSadık Çelik on Facebook
Sadık Çelik
REDACTION | Journaliste 
Pho­tographe activiste, lib­er­taire, habi­tant de la ZAD Nddl et d’ailleurs. Aktivist fotoğrafçı, lib­ert­er, Notre Dame de Lan­des otonom ZAD böl­gesinde yaşıy­or, ve diğer otonom bölge ve mekan­lar­da bulunuyor.