Paris’te 26 Mart’tan beri işgal edilen, “Tolbiac Özgür Komünü” olarak isimlendirilen ve bir süredir devam eden üniversite protesto hareketinin sembollerinden biri olan üniversite direniş alanının 20 Nisan sabahı tahliye edilmeye çalışılmasının üzerinden dört gün geçti.
Dört gündür, devlet emrindeki ana basın ve televizyonlar, polis açıklamalarını esas alarak ve bir ağızdan, tahliyenin sükunet ve yaralı olmaksızın gerçekleştirildiğini savunurken, tahliye esnasına alanda bulunanların tanıklılıkları çok ciddi bir kuşku ve sorular uyandıracak nitelikte.
Bu olayın ve kullanılan yöntemlerin, Türkiye’deki okuyucularımıza hiç de yabancı gelmeyeceğinden kuşkumuz yok…
Bir çok farklı tanık, Tolbiac’ta gerçekleştiren Macron devleti operasyonunun, Sarkozy döneminden bile daha fazla şiddet içerdiğinin altını çiziyor. 2006 yılında geniş bir kitlesel katılım bulan öğrenci hareketine ve çatışmaların yoğunluğuna rağmen, zamanın iç işleri bakanı, Tolbiac’ta uygulanan şiddete yaklaşan bir tahliyeye yeltenmemişti.
Tolbiac tahliye operasyonundan bu yana gözlemlenen ve tanıklık edilen gelişmeler çok ciddi iddialar içeriyor. Tanıklar öncelikle 20 Nisan günü sabah 5:00’te başlayan tahliye operasyonunda orantısız ve yüksek şiddet kullanımında birleşiyorlar.
Ayrıca Tolbiac Özgür Komünü, Twitter hesabı @TolbiacLibre üzerinden bugün yaptığı açıklamada, işgalin yapıldığı Pierre Mendès France merkezinde işgalcilerin yaptığı iddia edilen yüzbinlerce euroluk zarar açıklamalarını yalanlıyor, tahliye operasyonunda görev alan 200 polisin, her zamanki donanımları yanında, elektrikli testere, balta ve koçbaşlarıyla silahlanmış olarak geldiğini ve uyguladığı şiddeti işaret ediyor ve haberleri taraflı olarak yansıtan basını kınıyor.
Tolbiac direniş alanı oldukça basit bir plana sahip : Tek giriş, yüksek parmaklıklar, aşağıda bir toplanma alanı ve yüksek binaya ulaştıran asansörler… Kısacası, işgalcilerin korunmaya çekilip barikatlanmalarını engellemek için polisin hızlı hareket etmesini gerektiren bir alan. Ve operasyon da bu nokta göz önüne alınarak gerçekleştiriliyor. İşgalcilerin büyük bir kısmı katlardan ve bahçeden çıkış yaparak uzaklaşabiliyor. Çok az sayıda da olsa Internet’de paylaşılan videolar, gençlerin alandan polisin gaz saldırısı altında ayrıldığını, kiminin polis atışlarına cevap vererek ve parmaklıkların üzerinden atlayarak uzaklaştıklarını kaydediyor.
Tanıklar ise, olayın hemen ardından itibaren, Valiliğin açıklamalarının tersine, yaralılar ve gözaltılar olduğunu ısrarla belirttiler.
Reporterre haber sitesi 21 Nisan’da yayınladığı bir haberde, bu tanıklıklara yer veriyor :
Alanda bulunan iki tanığın ayrıntılı ifadelerine göre, “içinde işgale aktif olarak katılan SDF’lerin de olduğu1küçük bir işgalci grubu, polisten kaçabilmek için binanın arka tarafına geçti. Terasları yan sokaklardan bir olan Baudricourt sokağına bağlayan bir merdivene yöneldi. BAC2polisleri grubun peşine düştü. Gruptaki tüm kişiler sokağa inebildi, sadece bir tanesi dışında… En sonda kalan bu kişi tam ineceği sırada BAC polislerinden biri, bacağını yakaladı, dengesini yitiren işgalci, başaşağı olarak üç metre yükseklikten düştü.”
(Reporterre, 21 Nisan 2018)
O sırada kaçan gurubun içinde olmayan üçüncü bir göz tanığı ise, kendi gördükleri ile bu ifadeyle teyid ediyor : “Yaralı, yüz üstü düşmüştü. Ağzından, burnundan ve kulaklarından kan akıyordu. Orada bulunan tanıklar reanimasyon yapmaya çalıştılar ancak başarılı olamadılar. Genç adam hala bilinçsizdi. Tanıklardan biri hemen cankurtaran servisini aradı.2Cankurtaran olay yerine yarım saat sonra geldi ve genci transfer etmek üzere götürdü.
Kısa bir süre sonra, polis gencin düştüğü Baudricout sokağına birisi kesti. Saat 7:00’de, şehir belediyesi temizlik servisleri sokağa girdi.”
İki şahitten biri, belediye temizlik servisi görevlilerinin yerdeki kan izlerini temizlediklerini ifade ediyor. Ve cumartesi sabahından bu yana, ne bu ağır yaralının nerede olduğu, ne de kimliği bilinmiyor.
(Reporterre, 21 Nisan 2018)
Tüm bu tanıklıklara rağmen, Valiliğin resmi açıklamaları, tüm ağır yaralı iddialarını reddediyor, ve bir çok kişinin “komada olduğunu” ifade ettiği kişi hakkında hiç bir ayrıntı vermiyor.
Kısa süre içinde ağır yaralının bulunabileceği hastanenin tespit edilebilmesi yönünde bir araştırma başlıyor. Aktivistler ve sağlık sektörü sendikası Sud Santé üyesi dayanışmacılar cuma akşam üzeri saatlerinde, konu üzerinde kesin bir belirsizlik olduğunu ifade eden bir açıklama yapıyorlar. Yaralının tedaviye alındığı hastaneyi belirlemek imkansız…
Farklı olasılıklar mümkün :
• Valilik zaman kazanmaya çalışıyor. Her zaman olduğu gibi, yükselen protesto ateşinin düşmesini beklemek üzere susuyor. Bir süre sonra, yani protesto eylem ve gösterileri bittikten sonra açıklama yapacak olabilir.
• Komada olduğu söylenen kişi, öğrenci değil, kaçak bir mülteci olabilir dolayısıyla Tolbiac tahliyesinde bu konuda işlem yapıldığı açıklanmak istenmiyor olabilir. (Tolbiac komününde mülteci, SDF, öğrenci, farklı sosyal mücadele konuları kenetlenmişti.)
• Reporterre haber sitesine tanıklıklarını taşıyan kişiler, birbirlerini tanıyor, ve birbiri ile örtüşen tanıklıklarını önceden hazırlamış olabilirler.
Şimdi olaydan sonraki gelişmelere kronolojik olarak yakından bakalım.
Cumartesi günü saat 14:00’te bir eylemde Cochin Hastanesi önünde Tolbiac yaralısı hakkında gerçeği talep ediliyor.
Paralel olarak Sud Santé sendikasının tüm girişimleri birer birer başarısızlıkla sonuçlanıyor. Tüm sorgulamalardan, iletişim girişimlerinden sadece bir tanesi, Kremlin Bicêtre Hastanesi nörocerrahi bölümü, telefonla yapılan görüşmede, böyle bir yaralının varlığını teyid ediyor, ancak hastaneye giriş kaydedilmediğini zira hastanın “başka yere transfer edildiğini” belirtiyor.
Bu arada, Sud Santé sendikasının 21 Nisan günü “bulunamayan ağır yaralı” hakkında yaptığı açıklamadan sonra, Paris’teki 39 hastane ve 12 sağlık kurumunun resmi Twitter hesabı olan AP-HP tarafından 12:10’da yayınlanan paylaşım polis açıklamasını da ekleyerek, “ağır yaralı” iddiasını kesinlikle reddediyor ve bu tweet ana-akım medya tarafından “yaralı iddialarının yalanlanması” yönünde geniş şekilde kullanılıyor. Ancak, bir ilk yardım ekibi sözkonusu olay yerinden düşen bir kişiye müdahelesi edildiğini belirtiyor. Ve başka tanıklar da, olay yerinde, yerdeki kan birikintisini gördüklerini ve bunun belediye temizlik görevlileri tarafından temizlendiğini ifade ediyorlar. Belediye ise, kendisine hesap soran CGT sendikası temizlik görevlileri bölümüne verdiği cevapta, tahliyeden sonra olay yerinde herhangi bir temizlik müdahelesi olduğunu reddediyor.
Fazlasıyla sayıda farklı ifade söz konusu…
• Tanıklar yalan mı söylüyor?
• Yaralı yaşamını kaybetmiş olabilir mi? Eğer öyle ise, cesedi ne oldu? Yok mu edildi? Bir “yok etme” girişimi varsa bile, olayların devamında bir şekilde, müdahelenin, ya da ölüm kaydının mutlaka bir rapora girmiş olması, iz bırakmış olması gerekiyor.
• Kremlin Bicêtre Hastanesinden söylendiği gibi, durumu nörocerrahi müdahelesi gerektirmediği için, yaralı başka bir hastaneye mi transfer edildi?
• Yaralı kişi yaşamını kaybetiyse, SDF olduğu için, yani ikameti ve belki ailesi olmadığı için, alelacele ve sessizce kimsesizler mezarlığına defnedilmiş olabilir mi? (Örneğin Kremlin Bicêtre Hastanesi yakınında bulunan Thiais mezarlığına…)
• Dirseğinden yaralı bir kişiyi Pitié-Salpétrière Hastanesine kaldırdıklarını, ve başka müdahelede bulunmadıklarını açıklayan ilkyardım ekibi, kayıp yaralıya müdahale eden ekip olmayabilir. Tek ekip veya farklı ekipler, her durumda, kayıp yaralıyı alan ekip, hastayı Valilik emriyle belli bir yere mi götürdü?
• Paris Belediyesi de mi, temizlik ekiplerini yollamadığını ifade ederek olayı örtbas ediyor?
• Emniyet müdürlüğü, belediye ve Paris hastaneleri, Tolbiac kayıp yaralısı konusunda ortak bir yorumda söz birliği mi yaptı?
Daha önce, Paris banliyöleri, varoşlarındaki direniş ve başkaldırılarda defalarca yapılmış olsa da, polis ve devlet mercileri, ortak bir strateji ile bu yüksek şiddet içeren tahliyenin başka bir anlatımını kurgulamışsa, artık göze batar hale gelen bu yalan, daha önce bu dereceye ulaşmamış, benzerine rastlanmamış birşey…
Devlet, Tolbiac işgalinin “yasa dışı” olduğu fikrini açıklamalarla, demeçlerle ve basın yoluyla defalarca tekrarladıktan sonra ; 20 Nisan tahliye kararı ve operasyonunu meşru kalabilmek için mekanda işgal döneminden öncesinden beri varolan zarar, bakımsızlık ve bozulmaları, “işgal nedeniyle yüzbinlerce euro tutarında zarar” olarak servis ettikten sonra ; tüm hafta boyunca, bir üniversite rektörünün “Tolbiac işgal alanındaki seks, uyuşturucu ve hatta fuhuş”tan bahseden anlamsız ve akıl dışı iddialarını emir altındaki basın yoluyla yaydıktan sonra, şimdi de protestoların yükselmesinden korkarak, ağır yaralı bir kişiyi ortadan kadırmaya mı çalışıyor?
Tolbiac’ta ağır yaralalan genç hakkında gerçeği talep ediyor, herkesi eyleme çağırıyoruz.
24 Nisan Salı • 18:30
Girafe des Réformés | Paris
Görsel : Eylem çağrısı bildirisinden “Tolbiac’ta kaybolan kişiyi bize iade edin”
Mars Info haberinden özgürce çevrilmiştir.