2018 yılının ilk EBCO, Avrupa Vicdani Ret Ofisi, toplantısına İngiltere, Almanya, Litvanya, İtalya, Yunanistan, Kazakistan, Fransa, Türkiye ve Belçika’dan vicdani retçiler savaş karşıtları katıldı.
EBCO bileşenleri ile her yıl iki toplantı yapar ve bunların ilki Brüksel’de gerçekleşir. Bu toplantılarda bileşenler kendi ülkelerindeki gündemleri ve kendi çalışma programlarını aktarırlar.
Bu Brüksel toplantısına Türkiye’li vicdani retçiler yoğun bir katılım gösterdikleri için, rutin toplantı dışında Türkiye gündemli bir oturum da oldu. Bu oturumda Türkiye’li vicdani retçiler Davut Erkan, Halil Savda ve Ercan Jan Aktaş anlatımlarda bulundular. Davut Erkan Türkiye’deki siyasi durum ve vicdani retçilerin yaşadıklarını aktardı. Ercan Jan Aktaş ise Avrupa’da yaşayan Türkiye ve Kürdistan’lı vicdani retçilerin örgütlenme durumları ve başlattıkları imza kampanyasına dair aktarımlarda bulundu.
7 Mart tarihinde Türkiye ve Kürdistan’lı vicdanı retçiler tarafından yapılan ve daha önce Kedistan’dan da duyurduğumuz “Savaşa hayır” kampanyasına EBCO bileşenleri de revize olacak bir metin ile dahil olacaklarını ifade ettiler.
Yeni metni aşağıda bulabilirsiniz. İmza kampanyasına bu linki izleyerek katılabilirsiniz.
SAVAŞA HAYIR! ŞİMDİ VİCDANİ RET ZAMANI!
Türkiye’nin Efrin işgali ile, Avrupa’da yaşayan Türkiyeli ve de Kürdistanlı vicdani retçiler olarak başlattığımız imza kampanyasını EBCO (Avrupa Vicdani Ret Ofisi) toplantısında sunduk. EBCO ve bileşenleri WRI (Uluslararası Savaş Karşıtları), Connection e.V’nın katılımı ile kampanya uluslararası bir boyut alarak devam ediyor. Bu kampanya 15 Mayıs Uluslararası Vicdani Ret Günü’ne kadar devam edecektir.
Savaşları halklar çıkarmaz. Savaşların kararlarını verenler her zaman iç içe geçmiş siyasi iktidar ve sermayedir. Bu iktidarlar, savaşla elde etmeyi amaçladıkları menfaatleri kazanırken, savaşın tek kaybedeni ise halklardır.
Ortadoğu, iktidarların etnik ve de inanç farklılıkları üzerinden inşa ettikleri ırkçı/militer politikaları sonucu büyük bir savaş meydanına ve halklar mezarlığına döndü. Türkiye ise her zaman bu politikaların merkezinde yer aldı.
Türkiye devleti, barış sürecinin sonlandırıldığı 20 Temmuz 2015 tarihinden itibaren sürdürdüğü baskı ve sindirme politikalarını, olağanüstü halin ilan edildiği 20 Temmuz 2016 tarihinden itibaren daha üst bir boyuta taşıyarak bütün toplumsal muhalefeti yok etmek üzere hareket etti. Bu politikalarla sesini çıkaramaz hale getirilen halklara ulusal hezeyanlar ile yeni savaşlar tahvil edilmektedir.
Türkiye’nin son savaşlarından birisi de Rojava’nın işgali üzerinden devam ediyor. Bir tarafta Irkçı/militer politikaları ile devletler, diğer tarafta ise inancı, dili, kültürü ne olursa olsun özgürlük idealleri için bir arada duran halklar durmaktadır. Avrupa ülkeleri de her zamanki gibi bir kez daha halkların, özgürlük talep edenlerin değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin yanında yer almıştır. Bir yandan Türkiye’ye otoriterlik/saldırganlık eleştirileri yönelten Avrupa ülkeleri, kurulan masalarda ortak siyasi metinlere imza atıyor, silah satmaya devam ediyorlar.
Türkiye ve Kürdistan’dan gelip Avrupa’da yaşamak durumunda kalan vicdani retçiler olarak, bu savaşa karşı, askerlik yükümlüsü olan herkesi vicdani ret tavrı göstererek savaşa katılmayı reddetmeye, hali hazırda silah altında olan askerleri savaşa karşı silah bırakmaya çağırıyoruz. Avrupa’dan da doğru bütün vicdani retçileri, savaş karşıtlarını ülkelerindeki savaş politikalarına ve silah satışlarına karşı daha aktif tutum takınmaya çağırıyoruz.
Aşağıda imzası bulunan bizler, ‘savaşın insan malzemesini kurutmaya’ yönelik bu çağrıyı destekliyor, bu metnin ulaştığı herkesi, bu çağrıyı yaygınlaştırmaya ve savaşa karşı etkili eylemler gerçekleştirmek üzere bir araya gelmeye davet ediyoruz.
SAVAŞA HAYIR, ŞİMDİ VİCDANİ RET ZAMANI!