Türkçe | FrançaisEnglish

Zehra’m,

Dün gece bazı res­im­lerinin elin­den git­tiği­ni öğrendim. Üzülme! İşinin en değer­li bölümü, aslın­da onları düşündüğün, kur­gu­ladığın, zor­luk­lar içinde teknikler bulup, yarat­tığın kısmı.

Res­im­lerin elin­den gitse de, tüm bu aşa­maların her daim sana ait kala­cak. Kalemin, fırçan, çizgi­lerin, tasarım­ların, ren­k­lerin, tekniklerin gelişiy­or Zehra… Git­tikçe olgun­laşıy­or. Sanat donuk olmayan, gelişen, değişen, dönüşen bir olgu, tıp­kı yaşam gibi.

Sanatçıların hay­at­ları boyun­ca yap­tık­ları işlere bak. Bir çoğu değişik dönem­ler­den geçmiş. Her döneme ait eser­ler, bam­baş­ka arayışların, tekniklerin yaratıcılığı ile dolu. Her eser bir diğer­ine köprü olmuş ve zaman zaman yeni dönem­lerin kapıları açılmış. Hiç bir şey kayıp değil. Kimya kuralını bilirsin “Hiç birşey yok olmaz, her şey dönüşür.”

Bazı sanatçılar “geçi­cil­iği” bir ifade biçi­mi olarak özel­lik­le seçmiy­or mu? Buz­dan heykel, kuma çizilen res­im, gökyüzüne salı­nan balon­lar, rüz­gar­da savru­lan tasarım­lar… Zamana mey­dan oku­manın bir yolu bu bel­ki de… “Geçi­ci sanat“ta, geçi­ci­lik unsu­ru, sanat eserinin bir parçası değil mi?

Dün gece, senin bu döne­m­i­ni, yasak­lara, zor­luk­lara, zamana karşı dire­nen “uzun nefes­li bir per­for­mans” olarak yorum­la­yarak tesel­li bul­dum ben…

Sen kalem­i­ni tut­maya, kır­mızını ara­maya devam et. Kısa ömür­lü eser­ler de, uzun nefes­li per­for­mansların zin­ciri­ni oluş­tu­ran bir­er hal­ka olarak tar­i­he yazıla­bilir. Hele ki senin res­im­lerinde­ki güce sahipse. Dışar­da da içerde de yaşam akıp gidiy­or. Senin ren­k­lerin de akmaya devam etsin.

zehra dogan

Senin zerdeçal sarın var ya, biz­im bahç­eye gel­di ve yer­leşti biliy­or musun? Beş altı yıl­da bir, sarı yaprak­ların çoğun­luğu ağaçlar­da asılı kalıy­or. Rüz­gar­lı gün­lerin olmadığı kış başların­da… Bu sene de öyle oldu. Böyle zerdeçal son­ba­har­lar­da orman­da dolaş­mak büyülü bir şey. Hele ki güneş, hoşçakal der gibi yüzünü gös­terirse. Işın­ları sarı fırça dar­beleri ile bezen­miş dal­ların arasın­dan geçtiğinde, san­ki o güneş, ağaçların içinde doğ­muş gibi, sap­sarı, sıcacık bir ışık pat­la­ması oluyor.

Bu sene ağaçlar o zerdeçal yaprak­larını titreterek bütün kol­larını gökyüzüne açmış bek­liy­or. Yer­ler de sarı bir halı ile kaplı. Ama bu kez, güneş ran­de­vuya geleme­di bir tür­lü. O muhteşem ışık top­unu yakalaya­madık henüz. Onu senin için yakala­mak istiy­o­rum. Bak bu da “geçi­ci” bir “dönem”. Güneş seve­cen yüzünü bulut­lar­dan sıyıra­mazsa bir kaç gün içinde ağaçlar tüm yaprak­larını yere serecek.

Bahçe duvarın­da­ki kızaran sar­maşık, yüreğinde bir öbek kır­mızıyı besliy­or hala. Ama büyük bir kıs­mı, özel­lik­le yukar­lar­da, hani o çağlayan gibi salkım salkım dökülen dal­ları soyun­du bile. Serin bir hüzün yavaş yavaş yayılıy­or her yere. Kedi­lerin sak­lam­baç oyu­nunun son köşeleri de ken­di­ni ele ver­mek üzere. Bahçe kış haline bürün­m­eye başladı.

Yer­lerde­ki sarı halıyı süpürmedik henüz. Toprak­ta­ki solu­can­lar, böcek­ler ziyafet­leri­ni sürdürsün, humus üretip toprağı bereketlendirsin diye bek­liy­oruz. Ace­le­si yok… Önümüz kış. Bu da bir çeşit “uzun nefes­li per­for­mans” işte…

Ardın­dan, yine, sar­maşık­tan çimene, kum­ru­dan karın­caya, tüm var­lık­ların yeniden can­lanacağı özgür ren­kler­le bezeli bir “dönem” başlayacak…

O güzel gün­lerin özle­mi ile öpüy­o­rum seni.

Naz

Fotoğraflar: Kasım ormanı

Zehra Doğan’la ilgili tüm yazılar :
(Türkçe, Fran­sız­ca, İngilizce, Kürtçe)


Kedistan’ın tüm yayınlarını, yazar ve çevirmenlerin emeğine saygı göstererek, kaynak ve link vererek paylaşabilirisiniz. Teşekkürler.
Naz Oke on EmailNaz Oke on FacebookNaz Oke on Youtube
Naz Oke
REDACTION | Journaliste 
Chat de gout­tière sans fron­tières. Jour­nal­isme à l’U­ni­ver­sité de Mar­mara. Archi­tec­ture à l’U­ni­ver­sité de Mimar Sinan, Istanbul.