Zehra Doğan Hazi­ran ayın­da tekrar­dan hapse gön­der­il­di. O tar­i­ht­en beri Diyarbakır E Tipi Ceza­evin­de, yani o ünlü Diyarbakır Ceza­e­vi’nde bulunuyor.

Son iki yıl­da, özel­lik­le de 2016’daki siv­il dar­benin ardın­dan gelen olağanüstü hal ile Zehra, bin­lerce kişi gibi “terörizm ve terörist pro­pa­gan­da” denen gülünç bir suçla­may­la karşı karşıya bırakıldı.

Gazete­ci­lik bir suç değildir, tıp­kı yaz­mak, çizmek, sanatı, kültürü ve dışavu­ru­mu destek­le­menin suç olmadığı gibi. Türkiye’de hüman­iz­mi öğret­mek, insan­lara bil­gi ver­mek “itaat­si­z­lik” olarak algılanıy­or. Genç olmak, doğ­duğun toprak­lar­dan ve kültürün­den gurur duy­mak, güzel bir gele­cek hay­ali kur­mak, ötek­ileştir­ilen ve isim­leri “terörizm” ile bir­leştir­ilen, nesillerce Kürde yasak edildi.
Türkiye’de hüman­ist olmak ve insan hak­larını savun­manın sonu da ceza­evin­de bitiyor.

Zehra tüm bu “fet­vaların” hedefinde olduğu yet­mezmiş gibi bir de kadın mücade­le­si yürütüy­or. Tamamı kadın­lar­dan oluşan ilk haber ajan­sı olan ve hükümet tarafın­dan bir karar­name ile kap­atılan JIN­HA’nın da kurucularındandı.

2016 yılın­da Aslı Erdoğan için bir kam­pa­nya başlat­mıştık. Bu kam­pa­nya hızla yayıldı ve gerçek bir harekete, 3 kıta­da yayılan bir dayanış­ma zin­cirine dönüştü.
Aslı bir yazar. Ken­disi halen bit­meyen bir dava süre­ciyle uğraşıy­or. Türkiye gerçek­liğine ışık tutan yazılar yazıy­or. İş arkadaşları, editör­leri, yayıncıları ve okurları dayanış­ma geceleri düzenley­erek serbest bırakıl­masını talep etti. Bunun yeter­li olmadığını bilsek de, Aslı’nın isminin tanın­mış olması, ede­biy­at medyaların­da ve genel basın­da yer ver­ilme­sine yardım­cı oldu. Aslı sonun­da, şartlı da olsa özgür­lüğüne kavuş­tu. Şim­di, birçok Avru­pa ülkesinde, ödüller onu bekliyor.
Bu örneği şunu belirt­mek için veriy­oruz: Aslı Türkiye’de­ki siyasi rehinelerin sim­ge­siy­di ve bir kişinin adını öne çıkar­mak dayanış­mayı kısıt­la­mak veya ülke genelin­de­ki duru­mun vehame­ti­ni görmez­den gelmek anlamı­na gelmiyor.

Zehra Doğan güçlü bir direniş sim­ge­si. Ve her geçen gün şart­lar ne olur­sa olsun, bunu kanıt­la­maya devam ediy­or. Kedis­tan, Zehra’nın gökyüzün­de­ki yıldı­zları en kısa süre içinde yeniden seyre­de­bilmesi­ni kendine bir görev biçti. Bunun için hep­inize, siz okurlarımıza ihtiy­acımız var. Çünkü kedil­er böyle şey­leri asla tek başı­na başaramaz…

Zehra ken­di­sine yöneltilen ek suçla­malar­dan ötürü Hazi­ran 2017’de tekrar­dan hapsedil­di. Hapse girme­den önce Diyarbakır’­da “141” adlı bir res­im ser­gisi açtı. 141, 2016’da hapiste geçirdiği gün­lerin sayısıy­dı. Hapisteyken, hükümet tarafın­dan bir karar­name ile kap­atılan Özgür Gün­dem gazetesinin ceza­evin­den çıkarılan sayısı­na çiz­im­leriyle katkı verdi.

Başlatılan farkın­dalık ve destek kam­pa­nyası sayesinde Zehra’nın adı duyul­du, fotoğrafları Avru­pa’nın dört bir yanın­da­ki Türk elçi­lik­leri önünde düzen­le­nen eylem­lerde ellerde taşındı.

Bura­da şunu da belirt­mek ister­iz ki, Avru­pa ülkelerinde “insani dayanış­ma” için çaldığımız tüm “res­mi” kapılar, tüm siyasi cephel­erde bol­ca destek sözcük­leri sarfedilme­sine rağ­men, yüzümüze kap­atıldı. Yeter­ince destek sağlan­mazsa Zehra’nın yeniden rejimin hede­fi olması kaçınıl­mazdı. Buradan, görüştüğümüz tüm siyasetçi­leri ve diplo­mat­ları “selam­lıy­oruz”. Onlar kim olduk­larını biliyorlar.

Zehra'nın diğer videolarını görmek için buraya tıklayınız

Hayır, kimse rejimin mer­hame­ti­ni ummuy­or. Öyle kol­ları kavuş­tu­rup bek­le­mek, öfke­len­mek­le yet­in­mek yok.

Zehra’yı savun­mak gazete­cil­iği, sanatı, yazarları, akademisyen­leri, siyasetçi­leri, kadın­ları, sıradan insan­ları, yaşam­ların­dan koparılıp ceza­ev­ler­ine atılmış ya da henüz dışar­da­ki, tüm tut­sak­ları savunmaktır.

İşte bu yüz­den, herke­si dayanış­maya çağırıyoruz!

Ağus­tos ayın­da “Les yeux grands ouverts” (Göz­leri­ni dört açmak) adlı bir kitap yayın­la­cak. Bu kitap­ta Zehra’nın yazdığı metinler­den seçk­il­er, hikayesi ve res­im­lerinin büyük bir kıs­mı yer ala­cak. Bunu bura­da duyu­ruy­oruz ve önümüzde­ki aylar­da bu konuyu daha fazla işleyeceğiz.

Zehra’nın iki hapis döne­mi arasın­da geçirdiği kısa süreçte çizdiği 50’den fazla res­im yakın­da sergilenecek. Bu pro­je tama­men Zehra Doğan’ın ken­di tale­p­leri ve karar­larıy­la yürümek­te­dir ve Kedis­tan bura­da işley­işin sorum­lu­luğunu almak­tan baş­ka bir rol üstlen­memek­te­dir. Bu serginin Avru­pa’­da bir dayanış­ma aracı olmasını istiyoruz.

Bu yüz­den örgüt­leri, sanatçıları, gazete­ci­leri, sanat yöneti­ci­leri­ni ve galer­i­leri biz­im­le iletişime geçm­eye dav­et ediyoruz.

Dayanış­manın görülme­si, duyul­ması ve yayıl­ması için bir yılımız var.

Zehra Dogan Douarnenez

Büyüt­mek için tıklayınız

Baş­ka pro­jeleri de geliştiriy­oruz. Bun­ların içinde Zehra’ya yal­nız olmadığını göster­mek için düşündüğümüz pro­jel­er de var.

Dayanış­ma kam­pa­nyası Douarnenez Film Fes­ti­val­i’nde 18–26 Ağus­tos tar­ih­leri arasın­da lanse edile­cek. Zehra’nin eser­lerinden bir bölümü, fes­ti­val ser­gi etkin­lik­leri çerçevesinde pro­gram­da yer alıy­or. Zehra’nın eser­leri­ni içeren kitap da çıka­cak ve sergide yer ala­cak. Kedis­tan da Fes­ti­valde part­ner olarak bulunacak.

Tabii ki inter­net ve sosyal ağlar da dayanış­ma kam­pa­nyasının genişleme­si açısın­dan çok önem­li. Zehra için Twit­ter ve Face­book hesaplarının yanı sıra bir inter­net site­si de yayı­na gir­miş durumda.
Bu siteleri ve hesapları takip etm­eniz, pay­laş­manız önem­li. Her bir tık, yaşanan­ların duyul­ması için önemli.

Site zehradogan.net | Facebook FreeZehra Doğan | Twitter @zehradoganjinha

Douarnenez fes­ti­valin­den son­ra, Avru­pa kent­lerinde, gezilebile­cek bu ser­gi, kon­fer­anslar, tartış­malar ve yer­el basın­la kuru­la­cak iletişim­ler aracılığıy­la Türkiye’de­ki duru­mu duyur­mak ve Zehra Doğan’ın ve diğer tut­sak­ların hak­sız tutuk­lu­luğu­na son ver­mek için bir imkan oluşturacak.
Yer­el ve ulusal örgütler, siyasi hareketler, dayanış­ma gru­pları… Sizler de biz­im­le iletişime geçebilirsiniz.

Ayrı­ca serginin finans­manı için bir destek kam­pa­nyası açılmıştır. Ayrın­tıları bura­da bulabilirsiniz.

Son olarak… Elbette Zehra’ya yaz­abilirsiniz… Ona mek­t­up yazın, kart atın, yal­nız olmadığını hatırlatın.

Dayanış­ma direnişin özüdür ! 

DİKKAT : Zehra Doğan 23 Ekim 2018 tar­i­hinde Tar­sus ceza­evine sürgün edilmiştir.
Lüt­fen eski Diyarbakır ceza­e­vi adre­sine yazmayınız.
Yeni adresi :

Zehra Doğan C‑3
Tarsus Kadın Kapalı CİK 
Alifakı Mahallesi Alifakı sokak 
Tarsus – MERSİN 

Diğer dillerde :
Turkey • Zehra Doğan, rebellious and unsubmitted
Turquie • Zehra Doğan, rebelle et insoumise

Traductions & rédaction par Kedistan. Vous pouvez utiliser, partager les articles et les traductions de Kedistan en précisant la source et en ajoutant un lien afin de respecter le travail des auteur(e)s et traductrices/teurs. Merci.
Kedistan’ın tüm yayınlarını, yazar ve çevirmenlerin emeğine saygı göstererek, kaynak ve link vererek paylaşabilirisiniz. Teşekkürler.
Kerema xwe dema hun nivîsên Kedistanê parve dikin, ji bo rêzgirtina maf û keda nivîskar û wergêr, lînk û navê malperê wek çavkanî diyar bikin. Spas.
Translation & writing by Kedistan. You may use and share Kedistan’s articles and translations, specifying the source and adding a link in order to respect the writer(s) and translator(s) work. Thank you.

 

KEDISTAN on EmailKEDISTAN on FacebookKEDISTAN on TwitterKEDISTAN on Youtube
KEDISTAN
Le petit mag­a­zine qui ne se laisse pas caress­er dans le sens du poil.