22 Mart, “Dünya Su Günü” gibi özel bir günde bir çağrı yapmış ve “Haydi, insana, hayvana ve yeryüzüne can suyu olmak için mücadeleye!…” demiştim. “Fransa’nın Bordo kentinden başlamak üzere, kano ile su yollarını takip ederek Marsilya’da bulunan Dünya Su Konseyi’ne gitmeyi ve onlara suyun bir hak olduğunu ve satılıp pazarlanamayacağını anlatan Dünya Su Dostları Deklarasyonu‘nu iletmeye var mısınız?” diye sormuştum.
Çağrı : Dünya Su Konseyi’ne kano yolculuğu
Ben sözümü tuttum ve yollara düştüm…
İşte tüm zorluklara ve kısıtlı imkanlara inat ulaştırabildiğim notlar…
Yolculuğu Facebook sayfasından ve benim kişisel hesabımdan da izleyebilirsiniz.
Birinci bölümü okumak istiyorsanız, işte burada…
YOL NOTLARI 2
8 Temmuz 2017
Biraz beklettim ama işte yeniden geldim. Bu video Toulouse’a varmadan önceki son video kaydım… Çünkü aksilikler ardarda devam ediyor ve bu da bana hem zaman kaybettiriyor hemde sizlerle olan iletişimimi koparıyor…
Bu son video kaydından sonra emektar fotoğraf makinamın pil ömrü su yolunda nihayete erdi. Dolayısıyla köyler boyu ilerleyen su yolundan çıkıp pil aramamın bir sonuç vermeyeceğini biliyordum. Çünkü bazen ekmek alacağım bir dükkan bile bulamadığım oldu. Bizim oraların gözünü seveyim. Her köyde bir çerçi dükkanı vardır ve ne ararsan bulunur.
Sonuç olarak, bir dizi aksilik ve imkansızlıklar nedeniyle sizlerle iletişimde biraz gecikme yaşadım. Şu an nihayet Toulouse’da yani kızımın yaşadığı şehirdeyim. Bugün onunla görüşüp hasret gidereceğiz biraz. Sonra tekrar su yoluna düşeceğim. “Su yoluna düşmek” derken, sudan çıkıp şehre yürümek bir yabancılaşma haleti ruhiyesi uyandırdı bende. Şehirde yaşayan dostlarım darılamasın ama, şehir, beton, metal, plastik ve her türden kirli, gürültü patırtı ve modern şaşalı ekseniyle bana son derece yabancı, itici ve hoşgörüsüz olduğunu bir kez daha hatırlattı… Doğa bütün yabanlığı ve zorluklarına rağmen şehirden kat ve kat daha temiz, saf ve olağanüstü hoşgörülü.
Su hakkı için kano ile su yolculuğum devam edecek…
Su doğanın bize armağanıdır, para ile satılamaz! Herkese su hakkı! ZAD her yerde!
9 Temmuz 2017
Dün… İdil’le, yağmurdan sonra…
Kızım, elinde bir çanta dolusu yol erzakı ile geldi ve bana ‚“Baba yine yağmurla geldin ya!” dedi…
Kızımla bir yıl sonra, Toulouse’da, su yolunda buluştuk… Canal du Midi-Minim güzergahı ‚aynı zamanda kızımla benim geçmiş yıllar öncemize bir yolculuktu. Minim’de kanal boyunda, bahçesinde iki zeytin ağacı bulunan küçük bir evde yedi yaşında neşeli şarkılar söyleyen bir çocuktu İdil. Hafta sonları onunla şimdi benim kano ile geldiğim kanal boyunda bisiklet turları yapar, sonra da banklardan birine oturup domino oynardık… Dün ve bugün, o yılların anılarına yürüdüm kızımla…
10 Temmuz 2017
İdil’le kısa hasretlik buluşmamızın son saatlerinide tamamlayıp su yoluma devam etmek için kano ekipmanlarını tekrar gözden geçirdim. Kızımla birlikte ilgili mağaza şubesine gidip, Bordo Garonne’da patlayan kano taban yastığını defo kapsamında kabul ettirdik ve yenisini ücret ödemeden değiştirmeyi başardık. Şimdi daha güvenli ve daha hızlı bir kano sürüşü ile yoluma devam edebilirim.
Bugün, Toulouse’daki kanal marinasından ayrılmadan önce…
Toulouse’dan ayrılmak biraz zor olacak anlaşılan… Marinadan ayrıldıktan bir kilometre sonra kanal kamera kontrol sistemindeki değişiklik nedeniyle, yasaların ve otoritenin lanet olası engeline takıldım. Büyük şehrin kontrol ve otoritesi Demokles’in kılıcı gibi tepemde sallanıyor şimdi. “écluse” denilen kanal kapısında kameraları görünce anladım ki, geçişim yasalara ve otoriteye takılacak.
Kameraların karşısında, bir ihtimal geçiş izni verebilirler diye işaret diliyle kapıların açılmasını istedim. Ancak kimse tınlamadı. Bu değişik durumu değiştirmek ümidiyle kanoyu bekleme platformuna bağlayıp, “écluse” bürosuna gittim. Kamera kontrol sisteminin başındaki görevlilere kano yolcusu olduğumu ve geçiş izni istediğimi belirttim. Onlar da bana yasalara göre geçiş iznimin şu anda mümkün olmadığını çünkü yasal olarak kanoların geçişinde herhangi bir düzenleme olmadığını dolayısıyla ancak “otorizasyon” dedikleri, geçiş belgesi (bir diğer ifadeyle, “yolculukta her hangi bir durumda güvenliğimden kendim sorumluyum” diyen resmi kabul belgesi) ile yoluma devam edebileceğimi, bunun için de yarın sabah ilgili büroya gidip “otorizasyon” işlemlerimi yapmam gerektiğini söylediler.
Dolayısıyla geçiş iznim yarın sabaha kaldı.
Toulouse’da otorite ve kontrol sisteminin gölgesinde üç durak öteye şaryo ile geçtim… Burası aynı zamanda Toulouse tren garının bulunduğu yer. Şimdi tren garındaki ücretsiz internet imkanınından faydalanıp sizlere ulaşmaya çalışıyorum.
13 Temmuz 2017
Toulouse’daki Ecluse-VNF (kanal kontrol ve geçiş izni vb. işlemlerin yapıldığı büro) probleminden sonra ibre benden yana döndü ve yoluma kendi usulümle devam ediyorum…
Toulouse’dan uzaklaşalı iki gün oluyor ve ben şu an Carcassonne’dan önceki ara durak Castelnaudary’den altı durak öncesindeki “Port — Lauragais” marinasındayım. Hazır İnternet imkanı da yakalamışken sizlere de ulaşayım istedim… Bu videoyu, ilgili büro ile görüşmeden sonra Toulouse’daki tekne marinasından ayrılmadan az önce kaydettim.
Su yolunda kuşluk vakti, ıslık vakti…
14 Temmuz 2017
Su hakkı yolculuğumda iki kafadar kano yolcusu ile (Remi ve Nikola) karşılaşma ve vedalaşma…
Bu iki kafadar genç arkadaş, ilk defa kano ile bir “Canal du midi” turu yapmaya karar vermişler ve apar topar pek hazırlıksız çıkmışlar su yoluna. Bir günlük yolculuktan sonra da fena halde yorulup yolculuğu bırakmaya karar vermişler…
Onlara biraz olsun kendi deneyimimden, moral ve motivasyon değerinde aktarımlar yapsam da, onları kano yolculuklarını devam ettirmemek yönünde çok çabuk aldıkları kararlarından alıkoyamadım. Bana şapka çıkarıp iyi yolculuklar dileyip ayrıldılar su yolundan…
17 Temmuz 2017
Evet, tekrar merhaba!
Su hakkı için kano ile Marsilya’daki Dünya Su Konseyine yolculuğumun güney etabına geçmiş bulunuyorum. Şu anda Carcassonne’dayım.
Carcassonne’dan önceki etap oldukça yorucu ve zaman kaybettiriciydi. Kanal kapılarının art arda olması ve rüzgar nedeniyle kanonun hızı oldukça düştü. Bugün Carcassonne’daki şiddetli rüzgara rağmen nihayet karşınızdayım. Bugün ve belki yarın burada biraz dinlenmem gerekecek. Sonra tekrar Béziers, Agde ve final ara durağımız Sete’e doğru kürek çekmeye devam edeceğim. Sete’den sonra tren ya da otobüsle Avignon’a geçeceğim ve son kanal etabımız Canal du Rhône’a ulaşacağım ve Marsilya’da “final” diyeceğim.
Yanlış görmediniz! “Kapadokya” adlı hostel kanal gemisi…
Merak edip sordum. Meğer bir önceki sahibi Kapadokya’da yaşıyormuş…
Suyu bir başına yol eylemek, içerdiği politik muhteva yanında, başka bir hayat deneyi olarak da haneme yazılmakta şu an. Bütün yer yüzü yaşayanlarının biricik hayat iksiri olan su yolunda dost insan, hayvan, ağaç, bahçe, börtü böcek, saf ve temiz bir ahenk halinde bana eşlik ediyorlar. Yolculuğumun sonunda onlara bir teşekkür mesajım olacak.…
Su hakkı için Kano ile Dünya Su Konseyi’ne Yolculuğum devam ediyor…
Devamı ve konseye vereceğim açıklama gelecek yazıda…
Yazının fransızcası : Se mettre en route pour l’eau | 2