Douarnenez Sinema Festivali 1977’den beri her yıl, Ağustos ayının ikinci yarısında gerçekleşen bir festival. Douarnenez ise Fransa’nın batısında bir breton kenti. Bretanya, ya da Breton bölgesi, kuzeyde Manş Denizi, güneyde Biscay Körfezi arasında bulunuyor. Ve Bretonlar, kültürü, müziği, dili ile varolmaya devam eden kelt bir halk. Bretanya sözcüğü, latince Brittania’ya dayanıyor, ve “Bretonların ülkesi” anlamına geliyor. Bretonların güzel ülkesi Fransa’nın denize en çok kıyısı olan bölgesi. Cancale ve Pornic arasında 1100 km sahil var. Ama bir de sayısız adanın kıyılarını sayarsak bu sayı ikiye katlanıyor.
İşte Douarnenez bu bölgede, 15 bin nüfuslu bir deniz kenti. Bugün, sardalya balıkçılığı bazı zorluklarla karşılaşıyor olsa da, Douarnenez “Sardalya şehri” unvanını koruyor. Ilıman okyanusal iklime sahip Douarnenez’in bir de marinası var. Diğer ekonomik sektörlerin başında gelen bir tanesi de sinema.
Sinema, Douarnenez Sinema Festivali ile apayrı bir konuma sahip. Festival, halktan yüzlerce kişinin gönüllü katılımı ile gerçekleşiyor. Uzun süre Fransa Komünist partisi ve sol belediyelerin yönetiminde bu günlere gelen Douarnenez, 2008’de sağa geçmiş. Ama sol gelenekte yerini bulan Douarnenez Sinema Festivali korunmuş ve sıcak, misafirperver, düşünceye ve tartışmaya açık var oluş biçimini kaybetmeden seyirciyi sinemayla buluşturmaya devam ediyor.
Douarnenez Sinema Festivali, aslında, “Azınlık filmleri festivali” olarak doğmuş. Bretonlar da azınlık sayıldığı ve direnişçi bir geleneğe sahip olduğu için, bu seçim hiç şaşırtıcı değil. Festival, gözlerini her yıl ayrı bir ülkeye, ve o ülkenin azınlık halklarına çeviriyor. Örneğin, 2016’da 39uncusu gerçekleşen ve Kedistan’ın da partner olarak katıldığı festival, Türkiye halklarını ele alıyordu. Dört farklı mekanda 150 film izlendi, ve bir çok panel, söyleşi ve konser gerçekleşti.
Festivalde seçilen ülke hangisi olursa olsun, her yerde azınlık olarak algılanan LGBTİ ve engellilere özel bir yer ayrılıyor, ve Bretanya kültürü ve dili de ana çizgilerden biri.
Douarnenez Sinema Festivalini öyle sadece, seyircinin gösterimlere ve törenlere katılıp sonra kös kös eve döndüğü bir festival sanmayın. Dokuz gün boyunca, sayısız panel, söyleşi, konser, gösteri ve sergi düzenleniyor. Kırmızı halılar, payetli tuvaletler falan da yok. Yönetmen ve sinemacılar olsun, forumlara katılan gazeteci, akademisyen, sanatçı, aktivist, tüm konuklar, Douarnenez halkının evlerinde misafir ediliyor.
Etkinlikler farklı sinema ve mekanlarda yapılıyor ama festivalin yüreği, şehir merkezinde kurulan festival köyünde atıyor. Günde iki kez, o sene konu olan ülkenin yemekleri yine gönüllüler tarafından hazırlanıyor. Çeşitli bar ve büfeler yanında, forum ve konserler için kullanılan büyük çadır, festivalin dayanıştığı dernek ve kuruluşlara ayrılan bölüm, konukların seyirciyle kenetlendiği, kültürlerin birbirine dostlukla örüldüğü küçük bir dünya.
Douarnenez Sinema Festivali, 9 gün süren bir “birlikte uyumla yaşama” deneyimi, Breton dansından halaya bir melodide geçilebileceğini gördüğünüz, ve sonunda, “keşke bütün dünya bu şekilde var olsa” diyerek, ayaklarınız geri gide gide ayrıldığınız sıcacık bir etkinlik. Ayrıca tüm payet ve smokin yokluğuna rağmen, yerel ve ana basın tarafından değer verilerek izleniyor ve haberleştiriliyor.
Douarnenez Sinema Festivali, her on yılda bir, geçen on senenin muhasebesi olarak, bir ülke seçmek yerine, daha önce konuk ettiği ülkeleri, ortak bir konuda bir araya topluyor.
18–26 Ağustos 2017 tarihlerinde gerçekleşecek olan 40ıncı festivalin konukları bu kez “Sınırlar” konusu çevresinde buluşacak. Sinema, sanat, müzik, ve birlikte düşünmek, sınırları aşmak için birebir…
Douarnenez Sinema Festivali bu yılın konusunu şöyle açıklamış:
Bu sene, arşınladığımız yolun yüreğinde ve güncel sorgulamalarımızda yer alan, ve geçtiğimiz yıllarda gerçekleşen festivallerin içinden çapraz geçen bir konu seçmeyi arzu ettik: Sınırlar.
Sınırlara yaklaşımımız onları keyfi kısıtlamalar, ayıran bariyerler olarak algılamak değil, aksine, onları bir değiş tokuş alanı, fethedilmesi, doldurulması gereken bir yer, kısacası ortak bir bölge olarak görmek. En azından, bir süreliğine, festival boyunca, burada, Douarnenez’de, düşünülen ve/veya hayal edilen şekilde…
Turfanda yayınlanan özet programa göre, Türkiye’den Reyan Tuvi’nin “Gözyaşına Yer yok” isimli belgesel filmi de festivalde yer alacak. Suriye ve Türkiye sınırının ayırdığı birbirine yakın komşu iki yerleşim bölgesinde, Kobanê ve Maheser köyünde, savaş tehdidi altında birbirine kenetlenen insanları ekrana getiren belgesel, bu seneki festival konusuna, ve festivalin sınırlara odakladığı insani, içten ve umut dolu bakışa daha uygun olamazdı…
Ayrıca festivalde Zehra Doğan’ın önümüzdeki aylarda Avrupa kentlerinde prestij mekanlarda turneye çıkacak ve henüz hiç görülmemiş 50 eseri içeren sergisinin, onun hem gazeteci hem sanatçı yönlerini tanıtan, eserleri ve metinlerinden bir seçkinin yer aldığı “Les yeux grands ouverts” (Gözlerini dört açmak) isimli kitabın ve açılan dayanışma kampanyasının lansmanı yapılacak. “Miettes de baleines” sergi salonunda eserlerinden bir seçki görülebilecek. Kedistan bu yıl da festivalin partneri olarak Zehra’ya eşlik edecek.
Zehra Doğan, geçen seneki festivalin davetlisiydi, fakat tutuklandığı için katılamamıştı. Festival Zehra’yı onur konuğu olarak açıklayarak dayanışma ve coşkuyla selamlamıştı ve eserlerinin baskıları, festivalin farklı mekanlarında sergilenmişti.
Douarnenez Sinema Festivali Internet sitesi | Facebook | Twitter
Festival görselleri sanatçı Jacek Wozniak tarafından tasarlandı, ‘sahneye koyan’ ise, Adelinaa Ka.
English August 18–26 • 40th Douarnenez Film Festival: “Frontiers”
French Douarnenez, le festival de cinéma sans frontières