Türkçe | Français | English

8 mart 2012’de tar­i­hinde Amed’de kuru­lan ve dünyanın ilk kadın haber ajan­sı olan JIN­HA’yı mer­ak ettik ve son dönem kuşat­ma altın­da­ki Kürt illerinde kurşun­lar ve bom­balar altın­da görev yapan JİNHA muhabir­lerinden Zehra Doğan’la bir söyleşi gerçek­leştirdik. Soru­larımızı kuşat­ma altın­da­ki Nusay­bin’­den cevap­layan Zehra’yı İst­anb­ul büro­sun­dan tanıy­or­duk ama o elinde kam­erası cıvıl cıvıl neşe­si, gazete­ci­lik coşkusu ve kadın yüreğiyle kuşat­ma altın­da­ki halkının gözü, kulağı ve sesi olmak için ateş barut ve kan kokan yol­ların illerin, köy­lerin izi­ni sürmek­tey­di. Kâh Cizre, kâh Nusaybin’deydi…

On yıl­lardır kuşat­malar altın­da bom­balar­la kurşun­lar­la infa­zlar­la, katliam, işkence ve gözaltın­da kayı­plar­la örse­le­nen bir halkın gazete­ci evladı Zehra Doğan. Amed, İst­anb­ul, Van baş­ta olmak üzere Rojava’ya kadar uzanan bir haber­ci­lik ağın­da çalışan bir kadın gazete­ci olmak nasıl bir şey­di? Gazete­ci­lik­te 5 “N” kuralı (Ne, Nerede, Ne zaman, Neden, Nasıl) Zehra için nasıl bir karşılık ifade ediy­or­du? Kuşat­malar altın­da­ki Kürt illerinde iki kim­lik­li gazete­ci­lik yap­manın karşılığı ney­di ? Bütün bun­ları konuş­maya çalıştık Zehra ile…

Sadık Çelik  : Zehra mer­ha­ba! Fransa Notre Dame des Lan­des ZAD otono­mun­dan sev­gi, dostluk ve dayanış­ma ile…

JIN­HA’­dan başlay­alım önce… JIN­HA’nın hikayesi­ni kısaca özetler misin? Ve tabii senin JIN­HA’­da­ki hikayeni de…

logo-JINHa-agence-femmes-kurdeZehra : JİNHA erk devlet anlayışıy­la yayın yapan medyaya alter­natif bir dil yakalayan, fakat yine de eksik kalan muhalif medyaya bir alter­natif. Kısacası alter­nat­ifin alter­nat­i­fi olmak amacıy­la oluş­muş kam­era­manın­dan, foto muhabirine, editörüne, haber şefine kadar, tama­men kadın­lar­dan oluşan bir ajans. Kürt kadın­ların öncülüğünde kuru­lan fakat şu an içinde Ermeni, Süryani, Arap, Türk, Make­don birçok halk­tan kadın­ların bulun­duğu bir ajans. Direnişin merkezi haline gelen Kobanê baş­ta olmak üzere Rojava’nın birçok kentinde, Süley­maniye’de ve Türkiye’de birçok kentte muhabiri ve şube­si olan bir ajans. Ben­im hikayeme gele­cek olur­sak ajan­sın ilk kuru­luş günün­den bu yana JİNH­A’da yer alıy­o­rum. Kadın odak­lı haber­ci­lik anlayışıy­la, hak haber­cil­iği yap­mak için önem­li bir alan olduğunu düşündüğüm için kuru­luşun­da yer­i­mi aldım. Baş­ta 5 kişiy­dik fakat şim­di yüzü aşkın muhabir­im­iz var.

Sadık : JINHA bir Kürt kadın haber ajan­sı, doğal olarak çalışan­ları da kadın­lar­dan oluş­mak­ta. Bir Kürt kadın gazete­ci olarak iki kim­lik­le, bu zor mesle­ki alan­da çalış­mak nasıl birşey?

Zehra : Türkiye gibi bir yerde, ötek­ile­nen bir kim­lik olan Kürt kim­liğine sahibim. Bunun­la beraber yargı sis­temiyle destek­le­nen kadın cinayet­lerinin, yasalarla destek­le­nen kadın sömürüsünün en çok yaşandığı bu ülkede kadın olmak başlı başı­na zor işken, kim­lik mücade­le­si ver­mek, bir de üstüne, özgür­lük alanı tama­men kısıt­lan­mış bir alan olan özgür basın alanın­da çalış­mak tabi ki çok zor iş. Örneğin aylardır öz yöne­tim ilan edilen alan­lar­da kadın odak­lı haber­ci­lik anlayışıy­la, bura­da direnişe öncülük eden kadın­lar baş­ta olmak üzere, tüm hak ihlal­leri ve sıkı yöne­ti­mi bire­bir yaşa­yarak haber tak­ibi yapıy­oruz. Cin­siyetçi hakaretler­den tutuk­lan­malara, silahlı saldırıy­la korkut­malara varan bir saldırıy­la karşı karşıyayız. Gün yok ki şid­det görmeye­lim. Buna rağ­men erkeğin ve devletin bey­nine zım­bal­anan kadın algısının kırıl­ması için en doğru yerde dur­duğu­mu düşünüy­o­rum. Bir yan­dan soykırım poli­tikalarını yaşayan halkın yaşadığı hak ihlali­ni bel­geley­erek, bunu yaşa­yarak ve bir yan­dan da bir kadın olarak bun­ları yap­mak algının kırıl­ması için doğru bir zaman ve doğru yer.

femme-kurde-zehra-dohan-jinha

Sadık : Çalış­ma alanınız bel­li bir yer­le sınır­lı değil sanıy­o­rum. Coğrafi olarak nerel­erde çalışıy­or­sun genel olarak, ve nasıl bir çalış­ma meto­du izliyorsun?

Zehra : Çalış­ma alanımız hiç bir zaman net değil. Şu an Nusay­bin’dey­im. Yaz ayların­da sokağa çık­ma yasağının ilan edildiği Cizre’dey­dim. Dargeçit, Derik, Şen­gal, Roja­va ve daha birçok çatış­ma yer­lerinde görev yap­tım. Olayın sıcak­lığı ve aciliyetine göre yer değiştiriyoruz.

Sadık : Ne gibi sorun­lar yaşıyorsun?

Zehra : Devlet baskısını kap­sam­lı bir şek­ilde yaşıy­oruz diye­bilir­im. Hakaret, gözaltı, tutuk­la­ma ve bunun­la bir­lik­te sokağa çıka­ma yasağının ilan edildiği ilçelerin en çatış­malı mahal­lelerinde olduğu­muz için, şu ana kadar yurt­taşların yaşadığı, başın­dan beri sizin de takip ettiğiniz ve bildiğiniz, tüm sorun­ları biz de yaşıyoruz.

Sadık : JINHA olarak haber­ci­lik­le ilgili yol, yemek, kon­akla­ma gibi ihtiyaçlarınızı nasıl çözüyorsunuz?

Zehra : Abone­lik sis­temiyle ken­di­ni besleyen bir ajan­sız. Suruç Belediye Başkanı hakkın­da çıkan tutuk­la­ma kararın­da belir­tildiği gibi “JİNHA sözde ajansa para aktar­ma” iddi­anamesinde olduğu gibi son zaman­lar­da devletin gözüne bat­mış bulun­mak­tayız. Bize belediyel­er de abone. Ve zat­en belediyelerin basın kuru­luşları­na abone olma hakkı var. Ama Kürt belediye olun­ca, bir de üstüne Kürt ajans olun­ca bu sorun oluy­or. Birçok belediyenin aboneliği dur­du­rul­muş durum­da. Yine de JİNHA olarak pes etmeye­ceğiz. Öz yöne­tim direniş­lerinin ilan edildiği alan­lar­da bildiğiniz gibi zat­en para pek geçmiy­or. Halkın evin­de yal­nız gönül bor­cu vardır. Biz de bu ilişk­il­er­le haber­cil­iğe devam ediyoruz.

zahra -dogan-camera-jinha zehraSadık : TRT haber­cil­iğinde olduğu gibi “kopy­ala yapıştır” haber­ci­lik konusun­da ne düşünüyorsun?

Zehra : Bence TRT haber­cil­iğinde “kopy­ala yapıştır“ın da öte­sine geçilmiş. Zat­en bildiğiniz üzere son ortaya çıkan belgede de olduğu gibi devletin onayı ve devlet­ten taraf gön­der­ilen bil­giler dışın­da bir haber yapamıy­or­lar. Bunun yanı sıra devlet tarafın­dan katledilen­ler san­ki başkaları tarafın­dan katledilmiş gibi gös­ter­iliy­or. Hat­ta katledilen­lerin çoğu ‑buna 3 aylık bebek­ler de dahil- terörist olarak ilan ediliy­or. Hiç bir haber presti­ji olmayan, kalite­si olmayan, çap­sız, yan­daş medyaya karşı mücadele içindey­iz. Onlar var olduğu sürece aç susuz da kalsak biz de olmaya devam edeceğiz.

Son olarak…
Tanık olduğum bir çok hikaye ve vahşet var. Nusay­bin’de katledilen 12 yasın­da­ki Muğ­dat Ay’­dan, Cizre’de 35 gün­lük bebek Tahir Yaran­mış’a kadar birçok vahşete tanık­lık ettik. Cizre Nur mahallesinde, annesinin göz­leri önünde katledilen ve saldırı devam ettiği için annesinin yanı­na gidemediği Mehmet Emin Lok­man’ın cenaze­sine tanık­lık ettik. Cami avlusun­da çürümüş beden­leri çek­mek zorun­da kalıy­oruz bir çok kez. Örneğin Muğ­dat Ay’ın nasıl katledildiğine tanık­lık etmem­ize rağ­men yan­daş medya Muğ­dat’ı terörist ilan etmek­ten çekinmedi.

Bun­ları görmek, böyle bir haber­ci­lik anlayışıy­la karşı karşıya kalmak midem­izi bulandırıy­or artık. Çiz­im­ler­ime gelince bazı anlar sadece kam­era veya fotoğraf yet­miy­or. Yetmediği­ni düşündüğüm anları çiziy­o­rum. Bu anları ayrı­ca çiziy­o­rum. Önümüzde­ki süreçte bunu çiz­gi roman şek­linde yayın­la­mayı düşünüyorum.

Sadık : Böyle­sine zor ve ölüm kokan bir coğrafya­da, gazete­ci, kadın ve kürt, üç kim­lik­li bir insan olarak tar­i­he tanık­lık etmek, cesaret azim gerektirir.

Bütün Zehra’lara saygıyla…

*Zehra’nın çiz­im­leri­ni yakın­da, baş­ka bir yazı­da pay­laşa­cağız.

JINHA Kur­dî | Türkçe | Eng­lish | Face­book | Twit­ter | Twit­ter English

zehra dogan jinha presentation


Kedistan’ın tüm yayınlarını, yazar ve çevirmenlerin emeğine saygı göstererek, kaynak ve link vererek paylaşabilirisiniz. Teşekkürler.
Sadık Çelik on EmailSadık Çelik on Facebook
Sadık Çelik
REDACTION | Journaliste 
Pho­tographe activiste, lib­er­taire, habi­tant de la ZAD Nddl et d’ailleurs. Aktivist fotoğrafçı, lib­ert­er, Notre Dame de Lan­des otonom ZAD böl­gesinde yaşıy­or, ve diğer otonom bölge ve mekan­lar­da bulunuyor.